izmirde depremde en güvenli ilçeler
Ege Denizi'nde İzmir'in Dikili ilçesi açıklarında 3,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
İzmirin merkez ilçe dahil olmak üzere toplamda 30 ilçesi bulunaktadır. Araba kiralama fiyatları ise ilçeler arasında değişiklik göstermektedir. Araç kiralama fiyatlarının en pahalı olduğu ilçeleri merkez ilçe ve Bornova ilçesidir. Bornova, İzmir’in en çok ziyaret edilen ilçesi olduğundan dolayı fiyatlar neredeyse
İzmir'in Karabağlar, Menemen, Narlıdere, Buca, Karşıyaka ve Kemalpaşa ilçelerinde toplam 900 hektarlık alan 6306 sayılı kanun çerçevesinde riskli alan olarak ilan edildi. İzmir'de en çok riskli alanı bulunan ilçe olarak ise, 540 hektarla Karabağlar ön plana çıktı. Karabağlar'da Cennetçeşme, Salih Omurtak, Bahriye Üçok
BAHÇELİEVLER. Bahçelievler Belediyesi Osman Develioğlu: İlçemizde 23 bin bina var. 2004 yılından beri Bahçelievler’de hiç kaçak bina yapılmadı. Bu zaman zarfında 3 bin binayı kentsel dönüşüm ile kazandık. Depremde ne kadar binanın hasar göreceği tekniktir. Büyükşehir’in bir çalışması var, neticelenmesini
DETAYLIİNCELE. Daire Giriş Kapıları. Dünyanın en güvenli çelik kapısı; sayısız model, renk, kaplama ve kilit seçeneği ile beklentinizin ötesinde çözümler sunuyor. DETAYLI İNCELE. Yangın Kapıları. Uluslararası standartlara göre üretilmiş, test edilmiş ve sertifikalandırılmış yangın kapıları. DETAYLI İNCELE.
Site De Rencontre 100 Gratuit Homme. AFET SENARYOSU VE FARAZİYELER İzmir İli ve İlçelerinin tamamı coğrafi bölge olarak Afet İşleri Genel Müdürlüğünce 1996 yılında yayınlanan deprem haritasına göre deprem bölgesinde yer almakta ve doğu-batı doğrultulu normal faylar ile Kuzeybatı-Güneydoğu ve Kuzeydoğu Güneybatı doğrultulu yanal atımlı diri fay hatları ve zonların yer aldığı Horst-Graben türü Çöküntü Havzası” içerisinde bulunmaktadır. 1. TARİHSEL DÖNEMDE ETKİLİ AFETLER DEPREMLER A1900’A KADAR İZMİR’DE HASAR YARATMIŞ DEPREMLER 17 Yılı-Ön Asya İzmir, Efes, Sart, Aydın, Manisa, Alaşehir; Ön Asya’daki 12 önemli İyon şehri yıkılmıştır. Ege bölgesindeki en büyük felaketlerden biridir. 178 Yılı-İzmir; İzmir şehri harap olmuş, pek çok yangın çıkmış, zeminde çatlaklar açılmış, küçük iç liman kapanmıştır. Şehrin inşası için 10 yıl vergilerden muaf tutulmuştur. 688 Yılı-İzmir; İzmir’de şiddetli ve tahripkar bir deprem olmuştur. ölüden bahsediliyor. 1039 Yılı-İzmir; İzmir bu deprem dolayısıyla ağır hasar görmüş, ölüm fazla olmuştur. 20 Mayıs1654-İzmir; Deprem can ve mal kaybına neden olmuştur. 10 Temmuz 1688-İzmir; İzmir’de özellikle deniz kıyısında yoğun hasar oluşmuş, kamu binalarının dörtte üçü yıkılmış, 5000’den daha fazla insan ölmüştür. Eylül 1723-İzmir; Can kaybı olmuştur. 4 Nisan 1739 - İzmir Körfezi; İzmir’deki tüm evler hasar görmüştür. Foça ve Sakız’da hasar büyüktür. 3-5 Temmuz 1778-İzmir; İzmir tamamıyla harap olmuş, bazı yerlerde zemin göçmüştür. Can kaybı fazladır. B İZMİR VE CİVARINDA HASAR YARATAN DEPREMLER 19 Ocak 1909-Foça Magnitüd 5,8; Gediz deltası, Güzelhisar, Menemen ve Foça’da meydana gelen bu depremde 1000 kadar ev hasar görmüştür. 31 Mart 1928-Tepeköy-Torbalı Magnitüd 6,5; İzmir’in güneydoğusunda, Cuma vadisinde Küçük menderes ovasında, kuzeyde Gaziemir’den güneyde Cellat’a binlerce ev harap olmuş, 30 kişi ölmüştür. 22 Eylül 1939-Dikili Magnitüd 6,5; civarında ev hasar görmüş ve 68 kişi hayatını kaybetmiştir. 23 Temmuz 1949-Karaburun-Çeşme Magnitüd 6,6; Sakız adasında Karaburun yarımadasının doğu kısmında, Mordoğan ile yarımadanın kuzeyburnu arasındaki köylerde ve Çeşme yarımadasındaki köylerde ev hasarı olmuş ve 10 kişi hayatını kaybetmiştir. 18 Mart 1953-Yenice-Gönen; 2000 civarında ev hasar görmüş, 265 kişi hayatını kaybetmiştir. 2 Mayıs 1953-Karaburun; Karaburun ve civarında 300 kadar ev hasar görmüştür. 16 Temmuz 1955-Söke-Bolat Magnitüd 6,7; 23 can kaybı olmuş ve 500 kadar ev hasar görmüş. 19 Haziran 1966-Menemen; Menemen`de 100 kadar evin duvarları çatlamıştır. 23 Mart 1969-Demirci Magnitüd 5,9; Demirci ve civarında 1000 kadar evde hasar meydana gelmiştir. 25 Mart 1969-Demirci Magnitüd 6,1; 2000 civarında evde hasar meydana gelmiştir. 28 Mart 1969-Alaşehir Magnitüd 6,5; Alaşehir’de 3700 ev yıkılmış, 41 kişi hayatını kaybetmiştir. 6 Nisan 1969-Karaburun Magnitüd 5,8; 500 kadar ev yıkılmıştır. 1 Şubat 1974-İzmir Magnitüd 5,5; İzmir`de Alsancak, Konak ve Karşıyaka semtlerinde 47 yapıda ağır hasar meydana gelmiş, 2 kişi ölmüş, 7 kişi yaralanmıştır. 9 Aralık 1977-İzmir Magnitüd 4,8; 10 kadar yapıda hasar olmuştur. 16 Aralık 1977-İzmir Magnitüd 5,5; İzmir’de 40 kadar ev hasar görmüş, 20 kişi yaralanmıştır. 14 Haziran 1979-Karaburun Magnitüd 5,7; Karaburun’da 2 ev yıkılmış, 1 kişi yaralanmıştır. 6 Kasım 1992-Doğanbey Magnitüd 6,0; 60 kadar evde ciddi hasar meydana gelmiştir. 24 Mayıs 1994-Karaburun Magnitüd 5,4; Karaburun ve civarında 10 kadar yapıda hasar vardır. 10 Nisan 2003-Seferihisar Magnitüd 5,6; Seferihisar ve Urla ilçelerinde 100 ev ağır 300 ev orta hasar görmüştür. 17-21 Ekim 2005-Seferihisar Magnitüd 5,9; Seferihisar-Urla ilçelerinde 154 ev ağır ve 370 orta hasar görmüştür. HEYELAN, ÇÖKMELER VE KAYA DÜŞMELERİ Zaman zaman meydana gelen heyelan, çökme ve kaya düşmesi olaylarının en önemlileri aşağıda yer almaktadır. a Heyelanlar 1977-Kadifekale; Konutun nakli istenmiş, 882 afetzede hak sahibi olmuş ve Konak-Esentepe, Buca-Tınaztepe’deki afet konutlarına yerleştirilmiştir. Bu ailelerin afet bölgesindeki evleri yıktırılmıştır. 1980-Balçova Kabaoğlu Mevkii; Bu alan boş olup, afet bölgesi ilan edildiğinden Belediyesince inşaata kapatılmıştır. 1980-Yeşilyurt - Limontepe; Afet genel hayatı etkileyici nitelikte değildir 1981-Gürçeşme 3505-3559 Sokak; Birkaç konut etkilenmiş olup, afet genel hayatı etkileyici nitelikte değildir. 1984-Gültepe Millet Mahallesi; 6 Adet konut etkilenmiş olup, afet genel hayatı etkileyici nitelikte değildir. 1984-Narlıdere Ilıca-İnönü Mahallesi; Afet mahalli sınırları Bayındırlık ve İskan Bakanlığı elemanlarınca kroki halinde tespit edilmiş olup, Belediyesince bu alana inşaat izni verilmemektedir. b Çökmeler 1986-Gürçeşme - Ferahlı Mahallesi; Afet genel hayatı etkileyici nitelikte değildir. 1986-Göztepe 119/1 Sokak; İstinat duvarı bina inşaatı temel hafriyat sırasında çökmüş olup, belediyesince istinat duvarı yeniden yapılmıştır. c Kaya Düşmeleri 1962-Asansör; 86 adet konut etkilenmiş, 46 afetzede hak sahibi ilan edilmiş, afetzedelerin Esentepe – Üçkuyular semtindeki afet konutlarına 1972 yılında nakilleri sağlanmıştır. Afetzedelerin eski konutları yıkılmıştır. 1997-Karşıyaka-Cumhuriyet Mahallesi; Söz konusu alan Bakanlar Kurulu’nun tarih ve 9895 sayılı kararları ile “Afete Maruz Bölge” ilan edilmiştir. Ancak, “Afetlerin Genel Hayata Etkililiği’ne” dair yönetmelik hükümlerine göre Genel Hayata Etkili bulunmadığından Bakanlığımızca gerekli önlemlerin mahalli imkanlarca karşılanması gerektiği belirtilmiştir. 2001-Karşıyaka-Çiçek, Alparslan ve Fuat Edip Baksı Mahalleleri; tarihinde Karşıyaka İlçesi, Çiçek, Alpaslan ve Fuat Edip Baksı Mahallelerinde kaya düşmesi olayı sonucu tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile “Afete Maruz Bölge” ilan edilmiş, ancak, “Afetlerin Genel Hayata Etkililiği’ne” dair yönetmelik hükümlerine göre Genel Hayata Etkili bulunmadığından Bakanlığımızca gerekli önlemlerin mahalli imkanlarca karşılanması gerektiği belirtilmiştir. SU BASKINLARI İlimizde sağanak türü yağışlar sıklıkta olmakta, bunun sonucunda gerek altyapı eksikliğinden, gerek kanal tıkanmalarından veya diğer yapısal bozukluklardan dolayı zaman zaman su baskınları meydana gelmektedir. Genel Hayatı Etkileyen Su Baskınları aşağıda yer almaktadır. 14 - - Kiraz Çatak Köyü; 5 Afetzede hak sahibi olmuş, Kiraz Kırköy mevkiinde metoduna göre konutları yapılmıştır. 1- Çiğli, Menemen, Güzelbahçe, Narlıdere ; tarihinde İlimizde muhtelif ilçelerde meydana gelen su baskını sonucu 67 kişi ölmüş olup, 5 ilçe ve buna bağlı mahallelerde 200 konut , 3 işyeri sahipleri hak sahibi olmuştur. Konutu yıkılan veya ağır hasar gören afetzedelere Noter Kurası sonucu Karşıyaka İlçesi, Örnekköy Mahallesinde konutları dağıtılmıştır. 2. AFET SENARYOSU İlimizin genel afet durumu yukarıda çıkarılmış olup, bu güne kadar yaşanmış afetler de göz önüne alındığında can ve mal kaybına neden olacak afet türünün deprem olduğu sonucuna varılmıştır. İzmir İlinin afet senaryosunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi arasında imzalanan Araştırma Projesi Protokol Sözleşmesi Kapsamında hazırlanan “İzmir Büyükşehir Deprem Master Planı” verileri değerlendirilerek gerekli karşılaştırmalar ve sınamalar yapılmıştır. Buna göre senaryo depremi olarak “İzmir Fayı” üzerinde oluşacak 6,5 büyüklüğünde IX şiddetinde bir depremin göz önüne alınması uygun bulunmuştur. İzmir körfezinin doğusunda, Körfezi güneyden sınırlayan Doğu-Batı doğrultusunda uzanan bu fayın bu depremde 20 km. uzunluğunda ve 10 km. derinliğinde bir parçasının yırtılabileceği ve faylanma mekanizmasının normal olacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle ilimizde bu güne kadar yaşanmış yıkıcı olabilecek en büyük depreme göre hasar durumu, olası can kaybı, yaralı sayıları ve açıkta kalan insan sayıları aşağıda çıkarılmıştır. FARAZİYELERDE KULLANILACAK GENEL BİLGİLER Maksimum şiddet IX Maksimum aletsel büyüklük M İlçe sayısı 9 Merkez İlçe Toplam Nüfus 2 514 927 Şehir 2 455 667 Köy 59 260 Bina Sayısı 377 123 Konut Sayısı Yapı kullanma izin belgelerine göre Türkiye’de son 70 yıl içerisinde meydana gelen depremlerin sonuçları dikkate alınarak 100 yıkık ve ağır hasarlı yapı için - Can Kaybı; en az 3 en çok 10 kişi olarak belirlenmiştir. - Yaralı sayısı olarak dünya istatistikleri ölü sayısının 3 katı değer vermektedir. - Açıkta kalan insan sayısı; yıkık ve ağır hasarlı konut sayısının il veya ilçedeki hane halkı büyüklüğü ile çarpılması sonucu elde edilir. Afet kanuna göre orta hasarlı yapıların onarılmadan kullanımına izin verilmediğinden açıkta kalacak insan sayısı tahminlerine yıkık ve ağır hasarlı konutlara ilaveten orta hasarlı yapılar da dahil edilmek sureti ile daha gerçekçi tahmine ulaşılmıştır. Yol, su, elektrik, kanalizasyon gibi mevcut teknik altyapıda da meydana gelebilecek hasarların tahmini için dünya ortalamaları esas alınmıştır. Bu ortalamaya göre VII-IX şiddetinde hissedildiği yerlerde elektrik ve telefon hatlarının %25’inin, su, gaz ve kanalizasyon hatlarında ise her 100 km’de 15 adet kırılma olacağı kabul edilmektedir. İlimizde can ve mal kaybına neden olabilecek afet, deprem bölgesinde bulunmamız nedeniyle deprem baz alınmış, faraziyeler en kötü olasılığa ve tarihte meydana gelen en büyük depreme göre belirlenmiş olup, İzmir ilinde, İzmir fayının kırılması ile kış mevsiminde Şubat ayında gece sabaha karşı büyüklüğünde bir deprem meydana geldiği kabul edilmiştir. Depremin gece meydana gelmesi nedeniyle uzun süreli ve çok sayıda aydınlatma araçlarına ihtiyaç olacaktır. Afetin meydana gelmesinin hemen sonrasında Emniyet Müdürlüğünün Motorize Ekiplerince mahalle muhtarları ile birlikte mahallinde ilk durum tespiti yapılacaktır. Bunun yanı sıra şehrin genel durumunu anlamak amacıyla Garnizon Komutanlığına ait helikopter vasıtasıyla ön tespitler yapılacak ve tüm bu tespitler Kriz Yönetim Merkezinde İl Kurtarma ve Yardım Komitesince değerlendirilerek Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezine ilk durum bilgileri iletilecektir. Senaryo Depremine Göre Alt Ve Üst Yapıların Hasar Durumları Otoyollar - Köprüler - Viyadükler D300 otoyolu üzerinde yer alan İstihkam 1-2, İkiztepe Osman Kibar, Sanayi II ve Doğanlar Köprüleri ve aynı otoyol üzerinde yer alan Şehitlik, Garaj ve Egemak Köprüleri ile Liman Viyadükü hasar görecektir. Ayrıca, İstihkam, Şehitlik, Eşref Bitlis, İkiztepe, Bozyaka ve Kızılçullu Viyadükleri ile D300 yolu faylanma ve sıvılaşma nedeniyle hasar görecek ve bu değerlendirmelerin ışığında D300 otoyolunun senaryo depreminden oldukça fazla etkilenecek, hatta İzmir–Çeşme hattı kullanılamaz hale gelecektir. D550 otoyol güzergahında yer alan Naldöken ve Zafer Payzın Viyadükleri ile Turan ve Egemak Köprüleri yüksek sıvılaşma ihtimali olan bölgelerde yer almakta olup, sıvılaşma etkisi ile hasar görüp kullanılamaz hale gelecektir. Faylanma ve sıvılaşma dışında otoyolların depremden doğrudan etkilenmeleri çok az olacaktır. Faylanma nedeniyle D300 otoyolunun İzmir Körfezinin güneyinde kalan kısmı tamamen kapanacağından ve ayrıca sıvılaşma nedeniyle D550 otolunun Karşıyaka’da kalan bölümü ile kısmen güneydeki kesimleri hasar görebileceğinden Ulaşım Hizmetleri Gurubunca hasarlı yolların onarımı ve alternatif yolların aktif hale getirilmesi sağlanacaktır. Demiryolu Köprüleri Yeşildere Köprüsünden başlayarak körfezi dolaştıktan sonra Çiğli Deresi Köprüsüne kadar uzanan güzergah üzerindeki köprülerin çoğunluğu yüksek sıvılaşma ihtimali olan bölgelerde yer aldığından, sıvılaşma nedeniyle köprü ayaklarında çökme veya dönme olacaktır. Demiryolu köprülerinin oldukça az hasar göreceği ve kısa zamanda tamir edilerek kullanıma açılabilecektir. Ancak yüksek sıvılaşma bölgesinde yer alan köprü mesnetlerinde sıvılaşma nedeniyle oluşabilecek deformasyonlar nedeniyle bu bölgede yer alan köprüler ulaşıma kapanacaktır. Demiryolu Ray Güzergahları Faylanma etkisi ile vagonlar ve raylar Buca çevresinde hasar görebilir. Vasıta Alt geçit Köprüsünden Manda çayı köprüsüne kadar uzanan ray güzergahı IX şiddet bölgesinde yer almakta olup, raylarda çok hafif ve kısa zamanda tamir edilebilir hasar husule gelecektir. Güzergahın merkez 9 ilçe alanı içinde kalan geri kalan kısmındaki raylarda ise hasar ihtimali azdır. Ancak, Yeşildere Köprüsünden başlayarak körfezi dolaştıktan sonra Çiğli Deresi Köprüsüne kadar uzanan güzergah üzerindeki raylar yüksek sıvılaşma ihtimali olan bölgelerde yer aldığından, sıvılaşma nedeniyle hasar görüp ulaşıma kapanacağından Ulaşım Hizmetleri Gurubunca hasarlı yolların onarımı ve alternatif yolların aktif hale getirilmesi sağlanacaktır. Metro Köprüleri İzmir metro ulaşım sisteminin ilk etabı, güneyde Üçyol ile kuzeydoğuda Bornova’yı birbirine bağlar. km tünel, km viyadük ve km yüzey raylarından oluşur. Üçyol - Üçkuyular arası inşaatı halen devam etmektedir. Metro köprüleri yapısal olarak otoyol köprüleri ile benzerlik arz ettiğinden metro köprülerinin hepsi de Hasarsız veya Hafif Hasarlı olarak değerlendirilmektedir Metro köprülerinin olası bir senaryo depremi altında oldukça güvenli olduğu ve depremi hasarsız, en fazla çok hafif hasarla atlatabilecekleri söylenebilir. Ancak, Hilal ve Stadyum viyadüklerinde faylanma ve sıvılaşmadan dolayı hasar oluşacaktır. Metro Tünelleri Metro güzergâhında aşağıdaki tiplerde tüneller yer almaktadır 1- Delme/Oyma a- Derin TünellerNATM TünelYeni Avusturya Tünel Yöntemi ile projelendirilen ve inşaatı yapılan tünel, Üçyol ve Konak İstasyonları arasında yer almakta olup, yaklaşık km. uzunluktadır. b- İkiz Tünel EPBM Tünel Konak-Çankaya-Basmane İstasyonları arasındaki yaklaşık 1400 metrelik kısımda kazı çapı m. ve iç çapı m. olan iki tüpten oluşan bir tünel bulunmaktadır. 2- Aç/Kapa Tüneller Yeraltı istasyon yapıları aç-kapa yöntemiyle inşa edilmiştir. Kazı yanlarında, yerine göre 60, 80 ve 100 cm. kalınlığında bentonit çamuru ile stabilize edilmiş diyafram duvarlar kullanılmıştır. Kazı tamamlandıktan sonra yapılan iç çerçeve ve yapı üzeri prefabrik kirişler ve yerinde döküm döşeme ile kapatılmıştır. Tüneller yer ivmesinden çok az etkilenmektedir. Ancak, toprak kaymaları, faylanmalar ve sıvılaşma deprem hasarı açısından tüneller için daha etkili olmaktadır. Aç-kapa istasyonların duvar, çatı ve kolonlarında hafif hasar beklenmelidir. Metro Ray Güzergahı Metro ray güzergahının hemen hemen tamamı IX Şiddet bölgesinde yer almakta olup, raylarda kısa zamanda tamir edilebilecek hafif hasar olması beklenebilir. Hilal Viyadüklerinden kuzeye doğru yer alan güzergahta sıvılaşma nedeniyle raylarda hasar görülebilir. Havaalanları İzmir`in güneyinde yer alan Adnan Menderes Hava Limanı sivil ulaşımı sağlayan hava limanıdır. Kuzey’de yer alan Çiğli Havaalanı ise bir askeri hava limanıdır. Hava alanlarında deprem hasarları çeşitli şekillerde olabilir. Terminal binaları, hangarlar, depolar, kontrol kuleleri yapısal hasar görebilirler. Ayrıca, bu yapılardaki mekanik, elektrik ve elektronik aksam hasar görebilir. Uçuş pisti ve uçak park alanları, daha çok sıvılaşma ve zemindeki oturmalardan etkilenir. Çiğli Askeri Hava Limanı yüksek sıvılaşma bölgesinde yer aldığından sıvılaşmadan fazlaca etkileneceği söylenebilir. Adnan Menderes Hava Limanı`nda ise sıvılaşma etkisi görülmemektedir. Limanlar Alsancak Limanı, İzmir körfezinin en büyük limanıdır. Senaryo fayından 6 km. kuzeydedir. Bundan başka Karşıyaka, Alsancak ve Konak’ta daha küçük üç adet liman mevcuttur. Bütün bu limanlar IX şiddet bölgesinde yer aldığından, liman, iskele ve dalgakıranlarda zemin sıvılaşması, zemin oturması ve yayılması nedeniyle çeşitli derecede hasar göreceği söylenebilir. Haberleşme Telekomünikasyon Sistemleri Senaryo alanı dahilinde Merkez postaneleri ve kuleler yer almaktadır. Merkez Postanelerinin ekserisi VII ve IX şiddet bölgelerinde, tek kat ile üç kat arasında değişen betonarme binalardır. Binaların deprem yönetmeliğine göre yapıldığı ve az hasar göreceği farz edilse bile, içlerindeki ankırajsız ekipmanın devrilmesi nedeniyle sistem kullanılamaz hale gelebilir ve depremden sonra telefon kesintisi kaçınılmazdır. Haberleşme Hizmetleri Gurup Başkanlığınca haberleşmenin derhal sağlanması için gerekli önlemleri alacaktır. Elektrik Üretim ve Dağıtım Sistemleri Geçmiş depremlerde Enerji Üretim sistem elemanlarının orta şiddetteki depremlerdeki performansları genel olarak iyi olmuştur. Bunun yanında şiddetli depremlerde uzun süre elektrik kesintileri olmuştur. Bu yüzden, elektriğe bağımlı bu gibi sistemler uzun süre elektrik kesintisine göre önceden önlemlerini almalı ve planlarını ona göre yapmalıdırlar. Elektrik Üretim ve dağıtım sistemindeki en hasar görebilecek bileşenler alt istasyonlar ve bu alt istasyonlarda yer alan devre kesiciler, emniyet şalterleri, transformatörler, porselen insülatörler ve kontrol ekipmanlarıdır. Hasar genellikle ankırajsız veya usulüne göre ankre edilmemiş elektrik ekipmanlarında yoğunlaşır. Porselen insülatörlerin kırılması veya devrilmesi de oldukça yaygındır. İzmir’deki alt istasyonlar 154 kV. ve 380 kV.’luk alt istasyonlardır. Bu voltajlar daha sonra şehir içindeki transformatörlerle kV, 15 kV ve kV’a düşürülür. Envanter verilerine göre dağıtım alt istasyonlarının ve nakil hatlarının ekserisi VIII ve IX Şiddet bölgesinde yer almaktadır. İzmir fayı üzerinde yer alan alt istasyonlar ve elektrik direkleri faylanmanın etkisi ile yapısal hasara uğrayabilir. Transformatörler hasar görebilir, bu da uzun süreli elektrik kesintilerine sebep olabilir. Ayrıca yüksek sıvılaşma bölgelerinde yer alan trafo merkezlerinde elektrik direklerinde ve dağıtım şebekesinde sıvılaşma etkisi ile çeşitli hasarlar meydana gelebilir . Elektrik üretim ve dağıtım sistemindeki herhangi bir hasar, elektriğe bağımlı haberleşme, içme suyu, atık su arıtma tesisleri gibi sistemleri doğrudan doğruya etkiler. İçme suyu İçme suyu, deprem esnasında deprem sonrası yangınları söndürmek, su ihtiyacını gidermek ve temizlik için hayati ehemmiyet taşır. Yakın depremlerde edinilen tecrübeler, içme suyu sistemlerinin yer sarsıntısından, sıvılaşmadan, toprak kaymasından ve faylanmadan dolayı ağır hasar görme ihtimalinin çok fazla olduğunu göstermiştir. Envanter çalışmamıza göre, İzmir’de iki kuyu, 65 pompa istasyonu ve su deposu mevcuttur. İzmir’in suyu Tahtalı, Balçova ve Güzelhisar Barajları ile Sarnıç, Halkapınar, Çavuşköy, Menemen, Göksu, Sarıkız, Karasülük ve Çamaltı kuyularından temin edilir. Yeraltı ve yüzey suları borular ve su kanalları vasıtasıyla depolara ve pompa istasyonlarına taşınır. İçme suyu sistemine ait yapılar, deprem şiddetinin en yüksek elektrikle işlediğinden, deprem sonrası elektrik kesintisinden doğrudan etkilenir ve iş olduğu bölgelerde yer almaktadır. Su depolarına ait borularda kırılma, birleşimde ayrılma ve burkulma hasarları beklenmelidir. Bütün Kuyular ve Pompa İstasyonları göremez hale gelir. Dolayısıyla buralarda acil durumlarda kullanılmak üzere portatif jeneratörler bulundurulmalıdır. Ayrıca körfezin güneyinden başlayarak, körfezi dolaştıktan sonra Çiğli ’ye doğru uzanan kesimde yer alan ana boru hatları yüksek ve orta derecede sıvılaşma etkisine maruzdur. Dolayısıyla bu bölgelerde ana boru hatlarında sıvılaşma hasarları beklenmelidir. Barajlar Toprak dolgu barajlar veya rezervuarlar mühendislik yapıları olmaları ve deprem hesabını içermeleri nedeniyle, geçmiş depremlerde oldukça iyi performans göstermişlerdir. İzmir ve civarında yer alan barajlar şunlardır Tahtalı Barajı Kaya Dolgu, 304 hm3, içme suyu ve sel kontrolü Balçova Barajı Kaya Dolgu, hm3, içme suyu Bostanlı Barajı Kaya Dolgu, hm3, içme suyu ve sel kontrolü Bunlardan Balçova Barajı’nın deprem etkisiyle hasar görerek çevresinde su baskınlarına neden olabileceği değerlendirilmektedir. Benzin İstasyonları Benzin İstasyonları genellikle tek katlı servis binaları, pompalar ve üstü koruyucu çelik sundurma ve yere gömülü benzin depolarından oluşur. Depremde bütün elektrik kesintisinden dolayı pompalar iş göremez hale gelebilir. Servis binasındaki veya sundurmalarda hasar benzin dağıtımını engellemez. Benzin istasyonlarının üzerinde bulunduğu yolların deprem hasarı nedeniyle ulaşıma kapalı olması, o istasyonların kullanım dışı kalmasına neden olabilir. Ayrıca, kış olması, yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı malzemeler ile çalışan, depolayan iş yerlerinin bulunduğu Alsancak Limanı, Sanayi Siteleri, Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, Gaziemir Serbest Bölgesi, Gaziemir Adnan Menderes Hava Alanı, Çiğli Hava Alanı ve Altındağ Tüp Dolum Tesislerinde büyük yangınlar ve patlamalar meydana gelebilecektir. 3. FARAZİYELER İlimizde Şubat ayında sabaha karşı 6,5 büyüklüğünde IX şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir. Afetin kış şartlarında meydana gelmesi sebebiyle süratle iskan sorunu ele alınıp öncelikle ilçelerde sağlam kalan sosyal tesisler ile komşu il ve ilçelerdeki sosyal tesislerden yararlanma yoluna gidilecektir. Çadır, battaniye ve ısınma araçları ihtiyacı belirlenerek temin edilecek ve Ek-11’de yerleri belirlenen çadır kentlerin kurulmasına öncelik verilecektir. DSİ Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre oluşacak bir deprem anında Balçova Barajının ağır hasar görmesi durumunda su baskınına uğrayabilecek yerler Su Baskını Risk Haritasında belirlenmiş olup, su baskınına karşı derhal çalışmalara başlanacaktır. Elektrik ve haberleşme tesislerinin %25`i zarar göreceğinden, elektrik tesislerinin onarımı Gediz EDAŞ, haberleşme tesislerinin onarımı ise Telekom Müdürlüğü tarafından yapılarak, tesisler acilen faal duruma getirilmeye çalışılacaktır. Merkezi 9 ilçede nükleer veya kimyasal sızıntılar meydana gelebilecek sanayi tesislerinin bulunduğu Alsancak Limanında Çevre Hizmetleri Grubu’nca yapılan değerlendirmeler sonucu alınacak önlemler belirlenerek Arama Kurtarma Hizmet Grup Başkanlığınca ekipler bu bölgelere yönlendirilecektir. 9 merkez ilçenin 300 km. uzunluğundaki ana isale hatlarında 45 adet, 3538 km. uzunluğundaki dağıtım hatlarında ise 530 adet kırık oluşacağından ve uzun süre suların kesilebileceğinden, kırıkların tamirine ve halkın kullanabileceği temiz suyun temini çalışmalarına acilen başlatılacaktır. 750 km. uzunluğundaki 9 ilçenin kanalizasyon hatlarında 110-115 adet kırık meydana gelebileceğinden ve uzun süre hizmetin aksayabileceğinden geçici veya seyyar tuvaletler uygun yerlere acilen yerleştirilecektir. Planlamaya esas 9 İlçede toplam binanın yıkık ve ağır hasarlı, binanın orta hasarlı, binanın hafif hasarlı olacağı, yıkılan binalar nedeniyle meskun mahallerdeki ana cadde ve sokakların kapanarak kurtarma çalışmalarının zorlaşabileceğinden derhal bu ana cadde ve sokakların açılma çalışmaları başlatılacaktır. Afet sırasında 9 ilçede, en az en çok kişinin hayatını kaybedeceği, en az en çok kişinin yaralanabileceği ve kişinin de açıkta kalabileceği tahmin edilmektedir. Afetzedelerin şehir dışına göçü ve diğer illerden afet bölgesine girme istekleri ile yıkıntılar ve mevcut viyadük, alt ve üst geçitlerdeki hasarlar nedenleri ile karayolu şebekesinin ve demiryollarının hasar görerek kullanılamaz hale gelebileceği düşünülerek ulaşımın sağlanabilmesi için alternatif yollar belirlenmiştir. Şehirde yağmacılık teşebbüslerinin yoğun olabileceği ve bu nedenle can ve mal güvenliliğinin önem kazanabileceğinden, bu konuda Güvenlik Hizmetleri Grubundan çözüm istenilecektir. İlimizde bölücü, yıkıcı ve irticai unsurlar ile bazı misyoner unsurların ortamdan yararlanarak bölge halkını amaçları doğrultusunda kışkırtabileceğinden Güvenlik Hizmetleri Grubunun bu yönde de çalışma yapması gerekecektir. Yardım maksadıyla gelen dış yardım ekiplerinin istihbarat toplama ve propaganda faaliyetleri içerisinde olabileceği düşünülerek gerekli önlemler Güvenlik 1 ve Güvenlik 2 Hizmet Grupları tarafından alınacaktır. Bölgeye gelen gönüllü yardım ekiplerinin çalışmalarını düzenli bir şekilde yapmaları ve karışıklığa yol açmamaları için Arama ve Kurtarma Hizmetleri Grubunda oluşturulan servisçe yönlendirileceklerdir. Halka doğru ve gerçek bilgileri vererek karışıklıklara meydan verilmeden dedikoduların önlenmesi için Basın ve Halkla İlişkiler Hizmet Grubu derhal çalışmalara başlayacaktır
Sağlık Bakanı Koca'nın, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki koronavirüs vakalarının dağılımını haritalarla göstermesinin ardından en tehlikeli ilçeler de ortaya çıktı. Koronavirüs İstanbul’da nüfusun yoğun olduğu Bakırköy, Bağcılar, Beşiktaş gibi semtleri kuşatırken, Adalar, Silivri gibi uzak noktalar şanslı. Ankara’da Keçiören ve Yenimahalle’de, İzmir’de ise en büyük yoğunluk Konak’ta. İşte Türkiye'nin 3 büyükşehrinde en riskli ilçeler... İçişleri Bakanlığından dün yapılan açıklamada 45 ilde toplam 156 yerleşim yerinde karantina uygulaması yapıldığı duyuruldu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın önceki akşam yaptığı açıklamaya göre ise koronavirüs vaka sayısının yüzde 60'ı İstanbul'da. Sağlık Bakanlığı'nın vaka haritasında İstanbul'da hastalık, yapılaşmanın sık, yeşil alanların az olduğu ilçelerde ve sahil kesiminde YAKASINDA VAKA DAĞILIMIAvrupa Yakası'nda, vaka dağılımı Büyükçekmece ilçe merkezini geçtikten sonra, yazlıkların yoğun, kış nüfusunun düşük olduğu Kumburgaz'a doğru hızla azalıyor. Kamiloba, Celaliye, Selimpaşa, Silivri hattında hastalık yok denecek noktaya yaklaşıyor. Avrupa yakasının düşük risk gruplu bir başka ilçesi ise kırsal kesime yayılan Çatalca. Koronavirüs, çok sayıda köyün yer aldığı, ilçe merkezinde de yerleşimin şehre göre nispeten seyrek olduğu Çatalca'yı şimdilik pas geçmiş doğru çıkarken son yıllarda yıldızı parlayan Arnavutköy de salgının ele geçiremediği ilçelerden biri haline gelmiş. Nüfusu hızla artan Başakşehir'e, yapılaşmanın seyrek, yeşil alanların kent merkezine göre hayli fazla olması nedeniyle tam sokulamamış İLÇELERE TEHDİTEsenyurt, Küçükçekmece, Avcılar, Bağcılar, Esenler, Bahçelievler, Bayrampaşa, Bakırköy, Zeytinburnu ve Güngören'daki yoğun yerleşim merkezlerinden beslenen koronavirüs, tarihi yarımadayı da kucaklayıp, Beşiktaş, Beyoğlu ve Şişli üzerinden Rumelihisarı'na kadar kabus gibi yayılmış. İkinci köprüden sonra azalan yapılaşma Boğaz'ın buradan Karadeniz'e kadar uzanan bu kesiminde hastalığa geçit vermemek için Boğazı'nın Anadolu yakası da benzer bir görüntü sergiliyor. Beykoz'dan Karadeniz'e kadar uzanan hat, Riva, Şile, Polonezköy'e şimdilik kuvvetli risk bölgesi olmaktan çok AZ ADALAR'DAHastalığın yayılması, Kavacık'tan sonra güneye doğru yoğunlaşıyor. Anadolu Yakası'nı Üsküdar, Kadıköy, Ümraniye, Ataşehir ve Maltepe üzerinden Sabiha Gökçen Havalimanı'na kadar tehdit ediyor. Bu yakada, Silivri gibi İstanbul'un sınır ilçesi Tuzla da riski uzak tutmayı bir de Adalar var. Faytonlar kaldırılınca canhıraş kalabalığın elini ayağını çekmesi Adalar'a büyük ikramiye olmuş. İstanbul'un koronavirüs haritasında hastalığı işaret eden renkli noktacıkların en az görüldüğü ilçe bu sayede Adalar BİN HASTABaşkentte bine yakın Kovid-19 hastası bulunuyor. Ankara'nın merkez sayılabilecek Kızılay, Cebeci, Mamak ile Çankaya'nın özellikle Öveçler ve Oran arasındaki bölgesinde hasta yoğunluğu bulunsa da, bunların ciddi vaka sayısı fazla değil. Buralarda testleri pozitif çıkmış ancak fazla şikayeti olmayan ve evde gözlem altında tutulan kişiler bulunuyor. Keçiören ve Yenimahalle'de ise hem yoğunluk çok hem de kritik vaka sayısı Çayyolu ve Yaşamkent tarafında ise yoğunluk yok denecek kadar az. Ankara'nın merkez ilçelerinde durumu kritik vaka sayıları, "Etimesgut 4, Yenimahalle 9, Çankaya 6, Mamak, 1, Keçiören 5, Sincan 1" olarak biliniyor. Altındağ, Pursaklar ve Gölbaşında ise durumu ciddi vaka sayısı KIYI ŞERİDİ KIRMIZIKoronavirüs salgınının İstanbul'un ardından en çok etkilediği il olan İzmir ise diken üstünde. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı rakamlara göre İzmir'de koronavirüse yakalananların sayısı bin 500'e ulaşırken, özellikle kıyı şeridinde yer alan ilçelerin salgından daha fazla etkilendiği dağılım haritasında en büyük yoğunluğun Konak ilçesine bağlı Mithatpaşa Caddesi ile Karabağlar ilçesine bağlı İhsan Alyanak Mahallesi arasında olduğu görülüyor. Güzelyalı, Göztepe, İnönü Caddesi, Eskiizmir Caddesi, Bozyaka, Hatay ve Üçkuyular'ı kapsayan alanda çok sayıda koronavirüs vakası ve virüse bağlı ölümün yaşandığı dikkat Mavişehir, Çiğli ve Menemen'de de vaka sayıları yüksek. Gaziemir, Aktepe ve Buca'da ise yoğun nüfusa rağmen virüse yakalanan sayısı daha az. Bornova ve Bayraklı'da daha seyrek şekilde görülen vakalarla birlikte yaşanan ölümlerin de daha az olduğu görülüyor. Güncelleme 09/04/2020 2026
İzmir'de 30 Ekim 2020'deki yıkıcı depremin ardından, devlet yaraları hızla sarıyor. Hem Şehir Hastanesi yakınında yer alan rezerv alanında hem de Bayraklı'da yıkılan apartmanların yerine ilan edilen proje alanlarında deprem konutları hızla yükseliyor. Bayraklı'daki proje alanlarında toplam 1652 bağımsız bölüm için inşaatlar sona yaklaşırken, depremzedelere ilk teslimatların Eylül ayı içinde yapılacağı bildirildi. Yeni Asır, bitirilme aşamasındaki bu binaları görüntüledi. AĞIR HASARLILAR YIKILDI Bayraklı'da 2261 ada 59 parselde yer alan, 375 hektarlık alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca 'Rezerv Yapı Alanı' olarak ilan edilmişti. İlk etapta 3 bin 649 adet konut inşaatı için ihale yapıldı ve başlandı. İnşaat seviyesi yüzde 36 seviyesine ulaştı. Yıl sonunda ilk teslimlerin yapılması planlanıyor. Şehircilik İl Müdürlüğü, planlanan rezerv alanda 8 bin 110 konutun yapılmasının planlandığını açıkladı. 30 Ekim saat Seferihisar açıklarında büyüklüğünde meydana gelen depremden en çok Seferihisar, Bayraklı ve Bornova ilçeleri etkilendi. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Başkanlığı, 27 ilçe ve 390 mahalle için 'Genel Hayata Etkililik Kararı' aldı. 213 bin 782 binada hasar tespit çalışması yapıldı. Ağır hasarlı 631, orta hasarlı 606 ve az hasarlı 7 bin 765 bina tespit edildi. İlk hasar tespitleri sonrasında, 40 bina için can ve çevre güvenli açısından çok riskli olduğu için acil yıkım kararı alındı ve bu binalar yıkıldı. 31 adet binada riskli yapı tespiti yapılarak yıkım kararı alındı ve yıkıldı. Böylece 71 bina yıkıldı. Toplamda bugün itibariyle 392 adet binanın yıkımı gerçekleştirildi. YÜZDE 70 SEVİYESİNİ GEÇTİ Bayraklı'da deprem sonucu çöken veya ağır hasar gören yapıların yoğunlukta olduğu alanlar, 6306 sayılı kanun uyarınca Şehircilik Bakanlığı oluru ile proje alanları olarak belirlendi. Buraların imar planı değişiklikleri TOKİ tarafından hazırlanarak Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü'nce onaylandı. 1652 bağımsız bölümden oluşacak 7 proje alanındaki inşaatlar yüzde 70 seviyesini geçti. Şehircilik İl Müdürlüğü'nce Eylül'de proje alanındaki konutların depremzedelere ilk teslimlerin yapılmasının planlandığı açıklandı. REZERV ALANDA YÜKSELİYOR Bayraklı'da 2261 ada 59 parselde bulunan 375 hektarlık alan, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca 'Rezerv Yapı Alanı' ilan edilmişti. Buradaki inşaatlar da hızla yükseliyor. Alanda ilk etapta 3 bin 649 adet konut inşaatı için ihale yapıldı ve başlandı. Bu etaptaki inşaat seviyesi yüzde 36 seviyelerine ulaştı. Yıl sonuna ilk teslimlerin yapılacağı rezerv alan içerisinde toplam 8 bin 110 konut yapılacak. METİN BURMALI
Son zamanlarda Akdeniz'de yaşanan depremler daha önce de bölgede gerçekleşen İzmir depremi İzmir halkını tedirginliğe itiyor. Peki, İzmir'de deprem riski olan semtler hangileri? İşte İzmir deprem haritası 2022 İZMİE DEPREM HARİTASI 2022Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan, 2020 yılında İzmir için kritik bir uyarıda bulundu. Murathan, İzmir’de 7,0 büyüklüğünde deprem üretebilecek 13 fay hattımız var’ Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan, İstanbul depreminin ardından önemli açıklamalarda bulunarak, İstanbul’da bir fay hattı varken, İzmir’de 13 ayrı fay hattının olduğuna dikkat çekti. Murathan, kıyı bölgelerinin risk altında olduğunu, söz konusu 13 fayın önemli bir kısmının kent yerleşiminden geçtiğini bir çoğunun kent merkezinden geçtiğine dikkat çeken Murathan, İstanbul depremi kadar İzmir’in de konuşulması gerektiğini söyledi. Murathan, “İstanbul’da deprem üretme potansiyeli olan şimdi tek bir fay hattımız var; Kuzey Anadolu Fay Hattı. Bunun İstanbul segmenti. İzmir’de 7,0 büyüklüğünde deprem üretebilecek 13 fay hattımız var. Bunlar güncel, aktif, diri fay dediğimiz deprem üreten faylar. İzmir aslında tektonik bir kent yani bir fay kenti. İzmir’de 13 fayın önemli bir kesimi kent yerleşiminin içinden geçiyor” diye konuştu.ALÜVYON ZEMİN ÜZERİNE KURULAN HEMEN HEMEN TÜM İLÇELER RİSK ALTINDA’Şu anda İzmir’in kıyıyla bağlantılı güncel alüvyonlar üzerinde kurulan hemen hemen bütün ilçelerinin risk altında olduğunu söyleyen Murathan şunları söyledi“Özellikle bu ilçelerimiz; Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı ve aynı şekilde Menemen. Denizle bağlantılı olan ve gevşek zeminler diye tanımladığımız, bizim alüvyon zeminler üzerinde kurulu olan kentler daha risk altında. Daha sağlam kaya üzerine kurulu olan kentler, yerleşim yerleri, daha az risk taşıyor. Bu risk haritalarının oluşturulması talep edilmiş ve bunların ivedi olarak çıkartılması ve yapı inşaat sistemi ile haritalar üzerinde kurgulanması tasarlanmış. Temel riskler, alt yapı riskleri tanımlanmış, enerji hatları, trafo merkezleri ile doğal gaz hatlarının özellikle aktif fay hatlarının geçtiği yerlerdeki kesişme noktalarında özel güçlendirme projelerinin yapılması talep edilmiş.”Jeoloji Mühendisleri Odası olarak İzmir’in depreme hazırlıklı olmadığını düşündüklerini belirten Murathan, “İzmir deprem master raporunun yani 99’da hazırlanan raporun, şu anda revize edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Günün koşullarına uyarlanması gerektiğini ve bu raporun üzerine bir afet planlaması yapılması gerektiğini düşünüyoruz” DEPREM RİSKİ OLAN SEMTLERİzmir deprem riski olan semtler hangileri? İzmir deprem haritası 2022 verileri haberimizde...TÜBİTAK kaynaklı araştırmada, İzmir merkez ile Aliağa ve Menemen'de 4'ten büyük depremler tespit ediliyor. İzmir'deki en riskli semtler Bostanlı, Alaybey ve projeyi Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi TÜBİTAK'la birlikte İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi ile Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin DAUM Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ, İzmir Metropolü ile Aliağa ve Menemen'de 16 noktaya deprem kayıt istasyonu kurulduğunu 4 milyon TL'ye mal olacağını ifade eden Zafer Akçığ, 4'ten büyük depremleri tespit etmeye başladıklarını, elde edilecek sonuçların 3 yıl sonra rapor halinde resmi kurumlara verileceğini alanındaki depremleri kayıt altına almakla kalmadıklarını söyleyen Akçığ, suni depremler de yarattıklarını ve inceleme yaptıklarını ifade deprem açısından en riskli 20 yer arasında İstanbul ve İzmir'in yer aldığını bildiren Akçığ, ''İstanbul'da dış kaynaklı deprem incelemesi yapılıyor ama İzmir'deki yerli kaynak kullanılarak yapılan en büyük inceleme olacak'' diye BÖLGEDE NE KADAR HASAR OLUŞUR?Projenin ana hedefinin deprem tarihini belirlemek olmadığını kaydeden Zafer Akçığ, ilk amaçlarının İzmir merkez, Aliağa ve Menemen'i yıkılmaktan kurtarmak olduğunu bölgesinde meydana gelebilecek herhangi büyüklükteki bir depremin yaratacağı hasarı tespit etmek istediklerine dikkati çeken Akçığ, şöyle konuştu"Depremin tarihini tahmin edemeyeceğiz ama elde ettiğimiz veriler zaman içinde tarihi tahmin etmeye yönelik çalışmalarda da kullanılabilir. Seferihisar'da büyüklüğündeki bir deprem, Bayraklı Manavkuyu'daki 300 binada hasara yol açabiliyor. Hangi depremin hangi bölgede ne kadar hasar verebileceğini ortaya koymaya çalışacağız. Buna göre yeni kent planları yapılabilir."4 ÖNEMLİ FAY"İzmir'de 7 veya daha üstündeki büyüklükte deprem olmaz" yaklaşımının doğru olamayacağını söyleyen Prof. Dr. Akçığ, kentte tehlike arz eden 4 önemli fay bulunduğunu RİSKLİ SEMTLERSeferihisar-Karaburun, Tuzla, İzmir ve Foça faylarının tehlikeli olduğunu belirten Akçığ, kentte deprem açısından en riskli yerleşim yerlerinin Bostanlı, Alaybey ve Mavişehir gibi deniz kenarı düz alanlar, en güvenli yerleşim yerlerinin ise dağlık kesimler olduğunu söyledi.
İstanbul’un en felaket olaylarından teki şüphesiz 17 Ağustos 1999’da yaşanan depremdir. O zamana kadar kimsenin tam olarak bilmediği deprem, çok acı bir şekilde kendi yüzünü göstermişti. Gölcük ve İzmit’te merkezli bu deprem İstanbul’u birkaç dakika içinde yerle bir etmeyi başarmıştı. Yerel saatle başlayan şiddetindeki bu deprem, 17 bin 480 kişinin de ölümüyle sonuçlanmıştı. 23 bin 731 kişinin de yaralı olarak kurtarıldığı bu depremde 133 bin 683 bina yerle bir olmuştu. Yaklaşık 600 bin kişiyi evsiz bırakan 17 Ağustos depreminden sonra İstanbul’un yapılarındaki sorunlar gün yüzüne çıktı. Depremden sonra yapı firmalarına 2 bini aşkın dava 2018 DEPREM HARİTASI E-DEVLET SİTESİNDEEn son 1996 yılında hazırlanan Türkiye’nin deprem tehlike haritası güncellenerek önceki gün Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı. AFAD’ın koordinasyonunda ODTÜ, Boğaziçi, Akdeniz, Çukurova, Sakarya Üniversiteleri ve Maden Tetkik Arama MTA Genel Müdürlüğü ile birlikte hazırlanan yeni haritayla, risk değerlendirmesi sadece fay hattına göre değil, zemin yapısı da göz önünde bulundurularak yapıldı. Riski belirtmek için kullanılan 1., 2. derece şeklindeki sistem kalktı, yerini Avrupa ve Amerika’da yıllardır uygulanan “ivme” yöntemi Avrupa’ya Göre Daha GüvenliÇevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul genelinde ise 1106,25 hektarlık alanı "Riskli Alanı" ilan etti. Ancak bu alanlar arasında en az risk taşıyan yer Anadolu Yakası. Bilinçlenmenin büyük etkisi ile yapılarda usulüne uygun kaliteli malzemelerin kullanılması ve doğal afetlere karşı büyük tedbirlerin alınması ile her zaman depreme hazır bir durumda. Ancak diğer yandan ise Avrupa Yakası ise İstanbul’un deprem konusunda en sıkıntılı olduğu bölgedir. Zamanında yapılan çarpık kentleşmenin en çok yaşandığı Avrupa Yakası, şimdilerde yaşanacak olası bir depremin bilançosu çok ağır. İstanbul’u Bekleyen Ağır BilançoYıllardır İstanbul'da beklenen deprem konusunda uzmanlar sürekli bir araştırma içerisinde. Yapılan testler ve araştırmalar sonucunda Avrupa Yakası ile ilgili ağır bilançolar hazırlanıyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan deprem profesörü Ahmet Ercan’ın tespitleri doğrultusunda “Cankurtaran’dan başlayıp Ayasofya’ya, oradan Süleymaniye’ye, oradan Fatih’e, Edirnekapı’ya, oradan Küçükçekmece ve Büyükçekmece göllerinin kuzey kıyısına bir çizgi çekin ve bu çizginin güneyindeki yerler depremde en çok hasar ve en çok yıkım görecek yerlerdir” açıklamasını yaptı. Ayrıca Ercan, İstanbul’da deprem riski taşıyan bölgeleri küçük deprem riski, orta deprem riski ve yüksek deprem riski olmak üzere üç aşamada ele alıyor. İşte İstanbul semtlerinin bulunduğu bu aşamalar;Küçük Deprem Riski Taşıyan SemtlerDarıca, Dolayoba, Pendik, Kartal, Kadıköy, Üsküdar, Ümraniye, Beykoz, Çengelköy, Polonezköy, Şile, Haydarpaşa, Altıyol, Bahariye, Kızıltoprak, Erenköy, Suadiye, Bostancı, Kozyatağı, Altunizade, İçerenköy, Bağdat Caddesi, Fenerbahçe, Söğütlüçeşme Kurbağalıdere dışında kalan kısımları, Moda denize bakmayan kısımları, Acıbadem, Koşuyolu, Adalar, Eminönü, Rumelihisarı, Arnavutköy, Etiler, Beşiktaş, Maçka, Nişantaşı, Şişli, Taksim, Kağıthane, Gaziosmanpaşa, Levent, Maslak, İstinye, Tarabya, Sarıyer, Karaköy rıhtım dışında kalan kısım, Gültepe, Emirgan, Bağcılar, Haraççı ve Deprem Riski Taşıyan SemtlerBeşiktaş, Ortaköy Dereboyu, İstinye çukuru, Tarabya çukuru, Üsküdar çukuru, Beylerbeyi çukuru, Küçüksu çukuru, Paşabahçe-Beykoz çukuru, Çayırbaşı çukuru, Karaköy, Tophane, Salıpazarı, Ortaköy dolgu olan kesimleri, Eyüp, Alibeyköy, Sütlüce, Balat, Kasımpaşa ve Güngören'in sahil kesimi, Kadıköy Kurbağalıdere, Moda denize bakan kısmı, Küçükyalı, Kartal Rahmanlar bölümü, Tuzla dere kısmı, Dilovası, Eminönü Cankurtaran, Şehzadebaşı, Fatih, Çarşamba, Edirnekapı'nın güneyinde kalan kısım, Topkapı, Bakırköy, Bahçelievler, Merter, Şirinevler bir kısmı, Halkalı, Nakkaşdere, Esenkent, Ömerli, Büyükçekmece, Tepecik Tepecik, Akören ve Pomak'ın güney kısmı, Selimpaşa, Silivri, Çanta, Gümüşyaka, Kavaklı, Yakuplu, Esenyurt, Avcılar, Ambarlı, Firuzköy, Küçükçekmece, Florya, Yeşilköy, Ataköy ve Deprem Riski Taşıyan SemtlerZeytinburnu Ayamama Deresi, Ataköy'ün bulunduğu kesimler, Florya batısındaki heyelan alanları Küçükçekmece kıyıları, Küçükçekmece Gölü'nün doğusundaki Nakkaşdere alüvyonları, Azaplı yöresi Altınşehir'in alçak kesimleri, Ispartakule Alibey Yarımadası'nın batı kısımları, Kanarya Firuzköy kıyıları, Esenkent, Avcılar Küçükçekmece Gölü ve Marmara Denizi'ne bakan kıyıları, Ambarlı ve Haramidere...NOT İSTANBUL başta olmak üzere tüm semtlerdeki deprem risklerini görebilmek için BURAYA TIKLAYIN!
izmirde depremde en güvenli ilçeler