iyi niyetli olmak ile ilgili ayetler

Mümin Suresi, 34. ayet: “Andolsun, daha önce Yusuf da size apaçık belgeler getirmişti. O zaman size getirdikleri hakkında kuşkuya kapılıp durmuştunuz. Sonunda o, vefat edince, demiştiniz ki; “Allah, ondan sonra kesin olarak bir elçi göndermez.”. İşte Allah, ölçüyü taşıran, şüpheci kimseyi böyle saptırır.”. RukyeNedir? İslamda rukye Allah’a kuran ayetleri okuyarak büyüden hastalıklardan tedavi olmak için bir araç olarak kullanmasıdır. Rukye’yi Gerçekleştiren kişi Allah’ın isimlerini bilmek ve ona yakın olmak Samimi ve iyi niyetli olmakÖzveri ve Takva: kişi kin ve nefret dolu olmayacak İbni Abbas (radıyallahu anhu) dan rivayet; İnsanın kalbindeki doğruluk yüzünü Kuran’ı, ön yargısız, içten istekli ve iyi niyetli olarak oku. Müddessir-55 ve Zumer-23. Kur’an okumaya, “Rabbim, Kur’an’a çalışmaya başlayışım ve ayrılırkenki . anlayışlarımı doğru ve tutarlı kıl. Katından beni güçlü kılacak bir destek ver” duasını okuyarak başla. İsra-80. Kur’an okumaya 2. 17. "Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde onun emriyle akıp giden gemileri, sizin yararınıza verdi. Ve izni olmadıkça, göğü yerin üstüne düşmekten alıkoyar. Şüphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, çok merhametlidir. " (Hac Suresi, 65. ayet) 3. 17. "Merhamet duygusuyla onlara karşı mütevazı ol. ArafSuresi, 181. ayet: Yarattıklarımızdan, hakka yöneltip-ileten ve onunla adaleti kılan (uygulayan) bir ümmet vardır. Enfal Suresi, 58. ayet: Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olarak korkarsan, sen de açık ve adil bir tutumla (onlarla olan anlaşma metnini ve diplomatik ilişkiyi) at. Gerçekten Allah, ihanet edenleri sevmez. Site De Rencontre 100 Gratuit Homme. İyilik ile İlgili Sözler İyilik ile İlgili Sözler Her iyilik bir sadakadır. Hadis-i Şerif İyilik, insanlık sanatıdır. Genceli Nizami Yaşadığımız hayat bir 7281 30 Haziran 2018 DEVAMINI OKU Bakara / 110. Ayet وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَۜ وَمَا تُقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ Namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin. Kendiniz için önceden her ne iyilik yaparsanız, mükâfatını Allah’ın yanında bulacaksınız. Çünkü Allah, bütün yaptıklarınızı görmektedir. Bakara / 148. Ayet وَلِكُلٍّ وِجْهَةٌ هُوَ مُوَلّ۪يهَا فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ اَيْنَ مَا تَكُونُوا يَأْتِ بِكُمُ اللّٰهُ جَم۪يعًاۜ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ Her milletin yöneldiği bir kıblesi vardır. Siz hep hayırlı işler yapmada birbirinizle yarışın! Nerede olursanız olun, Allah hepinizi huzurunda bir araya getirecektir. Çünkü Allah’ın her şeye gücü yeter. Bakara / 177. Ayet لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّ۪نَۚ وَاٰتَى الْمَالَ عَلٰى حُبِّه۪ ذَوِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينَ وَابْنَ السَّب۪يلِ وَالسَّٓائِل۪ينَ وَفِي الرِّقَابِۚ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَۚ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُواۚ وَالصَّابِر۪ينَ فِي الْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَح۪ينَ الْبَأْسِۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ صَدَقُواۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ Yüzlerinizi doğu ya da batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan; malını sevdiği halde akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren; namazı dosdoğru kılıp zekâtı ödeyen; antlaşma yaptığında sözünde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin yaptığıdır. Kulluklarında samimi ve dürüst olanlar işte bunlardır; gerçek takvâ sahipleri de yine bunlardır. Bakara / 189. Ayet يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْاَهِلَّةِۜ قُلْ هِيَ مَوَاق۪يتُ لِلنَّاسِ وَالْحَجِّۜ وَلَيْسَ الْبِرُّ بِاَنْ تَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ ظُهُورِهَا وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنِ اتَّقٰىۚ وَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ اَبْوَابِهَاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ Sana ayın hallerinden soruyorlar. De ki “Onlar insanlar ve hac için zaman ölçüleridir.” Evlere arkalarından girmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimsenin iyiliğidir. Evlere kapılarından girin ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. Bakara / 195. Ayet وَاَنْفِقُوا ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ وَلَا تُلْقُوا بِاَيْد۪يكُمْ اِلَى التَّهْلُكَةِۚۛ وَاَحْسِنُواۚۛ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ Mallarınızı Allah yolunda harcayın ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. Bir de iyilik edin ve yaptığınızı güzel yapın. Doğrusu Allah iyilik eden ve işini güzel yapanları sever. Bakara / 216. Ayet كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَكُمْۚ وَعَسٰٓى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْـًٔا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْۚ وَعَسٰٓى اَنْ تُحِبُّوا شَيْـًٔا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ۟ Hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı. Hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabilir. Hoşlandığınız bir şey de sizin için kötü olabilir. Gerçeği Allah bilir, siz bilemezsiniz. Bakara / 271. Ayet اِنْ تُبْدُوا الصَّدَقَاتِ فَنِعِمَّا هِيَۚ وَاِنْ تُخْفُوهَا وَتُؤْتُوهَا الْفُقَرَٓاءَ فَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْۜ وَيُكَفِّرُ عَنْكُمْ مِنْ سَيِّـَٔاتِكُمْۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ Eğer sadakaları açıktan verirseniz bu da iyidir. Ama onları gizler ve fakirlere gizlice verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Bu sayede Allah sizin bir kısım günahlarınızı bağışlar. Zira Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır. Âl-i İmrân / 26. Ayet قُلِ اللّٰهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَٓاءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَٓاءُۘ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَٓاءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَٓاءُۜ بِيَدِكَ الْخَيْرُۜ اِنَّكَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ De ki “Ey mülkün gerçek sahibi olan Allah! Sen dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden mülkü çekip alırsın; dilediğini yüceltip aziz kılar, dilediğini alçaltıp zelil edersin. Bütün hayırlar yalnız senin elindedir. Şüphesiz sen, her şeye kâdirsin. Âl-i İmrân / 134. Ayet اَلَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ فِي السَّرَّٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَالْكَاظِم۪ينَ الْغَيْظَ وَالْعَاف۪ينَ عَنِ النَّاسِۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَۚ O takvâ sahipleri, bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcar, öfkelerini yutar ve insanların kusurlarını affederler. Allah da böyle iyilik ve ihsân sahiplerini sever. Nisâ / 79. Ayet مَٓا اَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّٰهِۘ وَمَٓا اَصَابَكَ مِنْ سَيِّئَةٍ فَمِنْ نَفْسِكَۜ وَاَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولًاۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ شَه۪يدًا Sana gelen her iyilik Allah’tandır. Sana gelen her kötülük de nefsindendir. Rasûlüm! Seni bütün insanlara elçi olarak gönderdik. Buna şâhit olarak Allah yeter. Nisâ / 114. Ayet لَا خَيْرَ ف۪ي كَث۪يرٍ مِنْ نَجْوٰيهُمْ اِلَّا مَنْ اَمَرَ بِصَدَقَةٍ اَوْ مَعْرُوفٍ اَوْ اِصْلَاحٍ بَيْنَ النَّاسِۜ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِ فَسَوْفَ نُؤْت۪يهِ اَجْرًا عَظ۪يمًا Onların kendi aralarında yaptıkları gizli görüşmelerin ve fısıldaşmaların çoğunda hayır yoktur. Ancak sadaka vermeyi, iyilik yapmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki bunun dışındadır. Kim bunu Allah’ın rızâsını kazanmak niyetiyle yaparsa, ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz. Nisâ / 125. Ayet وَمَنْ اَحْسَنُ د۪ينًا مِمَّنْ اَسْلَمَ وَجْهَهُ لِلّٰهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ وَاتَّبَعَ مِلَّةَ اِبْرٰه۪يمَ حَن۪يفًاۜ وَاتَّخَذَ اللّٰهُ اِبْرٰه۪يمَ خَل۪يلًا Allah’ı görürcesine iyilik yapan bir kimse olarak bütün varlığıyla Allah’a teslim olan ve şirkten uzak dupduru bir tevhid inancıyla İbrâhim’in dînine uyan kimseden daha güzel bir dine kim sahiptir ki? Üstelik Allah, İbrâhim’i dost edinmiştir. Nisâ / 149. Ayet اِنْ تُبْدُوا خَيْرًا اَوْ تُخْفُوهُ اَوْ تَعْفُوا عَنْ سُٓوءٍ فَاِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَفُوًّا قَد۪يرًا Siz, açık veya gizli bir iyilik yaptığınızda ya da size yapılan bir kötülüğü bağışladığınızda, şunu bilin ki Allah da sizi affedecektir. Çünkü Allah, çok affedicidir, her şeye gücü yetendir. Mâide / 48. Ayet وَاَنْزَلْنَٓا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ وَمُهَيْمِنًا عَلَيْهِ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَلَا تَتَّبِعْ اَهْوَٓاءَهُمْ عَمَّا جَٓاءَكَ مِنَ الْحَقِّۜ لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنْكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًاۜ وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَجَعَلَكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَلٰكِنْ لِيَبْلُوَكُمْ ف۪ي مَٓا اٰتٰيكُمْ فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ اِلَى اللّٰهِ مَرْجِعُكُمْ جَم۪يعًا فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ ف۪يهِ تَخْتَلِفُونَۙ Rasûlüm! Sana da Kur’an’ı, kendinden önceki kitapları doğrulayıcı ve onları koruyup denetleyici olarak her yönden gerçeğe uygun bir tarzda indirdik. O halde daha önce kendilerine kitap verilenler arasında Allah’ın indirdiğiyle hükmet; sana gelen gerçekleri bir tarafa bırakarak onların asılsız isteklerine uyma. Biz her biriniz için, o dönemin peygamberine ait bir şeriat ve bir yol-yöntem belirledik. Eğer Allah dileseydi, sizi, tarih boyu aynı şeriate bağlı bir tek ümmet yapardı. Fakat her birinizi, kendisine verdiği kitap ve şeriat ile imtihan etmek için böyle ümmetlere ayırdı. Öyleyse ey mü’minler, siz de durmayın, hayırlı işlerde birbirinizle yarışın. Neticede hepinizin dönüşü Allah’adır ve anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri O size bildirecektir. Yunus / 107. Ayet وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۚ وَاِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَٓادَّ لِفَضْلِه۪ۜ يُص۪يبُ بِه۪ مَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ۜ وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُ Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, onu yine Allah’tan başka giderecek yoktur. Eğer senin için bir hayır dilerse, O’nun lutf u keremini engelleyecek de yoktur. O, lutfunu kullarından dilediğine verir. O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. Hûd / 114. Ayet وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ طَرَفَيِ النَّهَارِ وَزُلَفًا مِنَ الَّيْلِۜ اِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّـَٔاتِۜ ذٰلِكَ ذِكْرٰى لِلذَّاكِر۪ينَۚ Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın saatlerinde namazı dosdoğru kıl. Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri giderir. Bu buyruklar, ibret ve öğüt almasını bilenlere bir hatırlatmadır. Nahl / 128. Ayet اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا وَالَّذ۪ينَ هُمْ مُحْسِنُونَ Çünkü Allah, gönülleri kendisine saygı ve sevgiyle dopdolu olup buyruklarına karşı gelmekten sakınanlarla ve dâimâ iyilik edip işini güzel yapanlarla beraberdir. Enbiyâ / 35. Ayet كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِۜ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةًۜ وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zâten bize döneceksiniz. Hac / 77. Ayet يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا ارْكَعُوا وَاسْجُدُوا وَاعْبُدُوا رَبَّكُمْ وَافْعَلُوا الْخَيْرَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَۚ Ey iman edenler! Rukû edin, secde edin, Rabbinize daha başka kulluk vazîfelerinizi yerine getirin ve hayırlı ameller yapın ki kurtuluşa eresiniz. Mü'minûn / 61. Ayet اُو۬لٰٓئِكَ يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَهُمْ لَهَا سَابِقُونَ İşte onlardır hayırlı işlerde koşuşarak yarışanlar ve onlardır bu işlerde hep önde gidenler! ALLah İyiLik eDenLeri SeveR Etiketler Iyilik etmek. Bakara dini sözler Dini forum ALLah İyiLik eDenLeri SeveR Kategori sureler-ayetler Bu Dini Sohbet Sayfasi 322 Kez ziyaret edilmiştir Yazar Dini Forum ALLah İyiLik eDenLeri SeveR Hakkında Detaylar Iyilik er iyilik bul kim kazanmış kötülükten sayfası olarak bugün ki konumuz iyilik daha uzun anlatımlı açıklamalı yazımız sayfamıza eklemiştir okuyan istifade eden herkese burdan selam ve sevgiler arkadaşlar SeLamün ALeyküm sevgili takipçileri ve okuyuculari sizlere bugün iyilik başlığımız olan konuyla alakalı karşılıklı oturup sohbet tadinda ayet hadisler ve güzel sözlerle desteklenmiş keyifle okuyup kolay anlayacağınız bir makale ile yazıma bismillah diyorum umarım sizlerde keyifle okursunuz uyruklu ve düşüncelerinizi de bizimle paylaş lütfen şimdiden herkese keyifle okumalar olsun inşallah canlar.. İyi insan olmak ve iyilik etmek tamamen yaradılış ve insanın merhametiyle alakalı bir durumdur karekteri niyeti kötü bir insan iyilik etmeyi düşüne bilir mi? ve ya her hangi bir durumda merhametli olması beklenilir mi çünkü o kişi kötüdür ahlakı kötü düşüncesi kötü ona ne iyiligi aşılaya bilirsiniz nede iyi olacagı ihtimalini düşünürsünüz ben kalbi niyeti kötü insanlardan çok korkarım ve bu gibi durumlara maruz kalmışsam şayet allahım beni bu kötü niyetli insanların şerrinden uzak tut koru ben sana sıgınıyorum diye dua ederim.. Kalbi kötü insanın niyetleri düşünceleride kötü olacagından bulundugu her ortamda cevresindeki kişilere ve insanlara hadda ve hadda hayvanlara bile zarar verir ve günümüzde o kadar çok örnegini duyar ve görür oldukki Allah islah etsin nelerle karşılaşıyoruz ve biz insanlık olarak nereye gidiyoruz ya nedir bu kadar kötülük kime ne faydası var neden insan kötü olur kötülük yapar eziyet eder ve zülm eder diye düşününce aklıma Allah cc şu ayeti geliyor.. BAZINIZI BAZILARINIZLA İMTİHAN EDECEĞİZ en'am süresi 6/53.... EY İNSANLAR SİZİ BİRBİRİNİZ İÇİN İMTİHAN ARACI KILDIK BAKALIM SABREDECEK MİSİNİZ? furkan süresi/20.. yani yukardıki bahsedilen ayetlerde bir nevi bizimde sabır ve metanetle sevap kazanacağımızı işaret ediyor kimse kötülüge maruz kalmasa keşke ama başa gelince kötülüge sabır göstermek dayanmak ise rabbimiz tarafından emrediliyor .. içimden diyorum bazen keşke dünya üzerinde ne kötü bir kalbli insan olsa nede her hangi bir kötülük yaşansa ama öylede olsa idi insan ne için yaradılmıştıki dünya hayatına keyfe sefaya gelmemişti degil mi? iyi insan olmak niyetinin iyi olması kapılan her kötülükte haksızlıklarda senin yine iyi olman seni enayi onları uyanık yapmaz her durumda kötülüge karşılık iyi davranmak kötüye iyi olmak her yiğidin harcı degildir ve her insan kötüye karşı iyi olmaz merhamet ve iyi kalbli olmakta bir ayrıcalık ve yaradılış özelligi allahın kulunu bir lutfudur.. umarım kalblerimizdeki kötülerin ve kötü düşüncelerin yerini hep iyilikler ve güzellikler alır art niyetli olmak kolay ve zahmetsizdir hemen bir kalbinizi bozmaya bakar ama iyi niyetli olmak iyi olanı bulmak iyi tarını aramak ise biraz zahmetli olsada mukafati buyuktur inşallah iyilik edenlerin misliyle iyilikler bulmasıni ümid ederek burada satırlarıma son veriyorum bir sonraki yazımda yeniden sizlerle birlikte olana denk hepinizi Allaha emanet ediyorum İslami sohbet platformu olarak SeLam Ve Dua İLe HoşçakaLın.. 18 MART 2017 , CUMARTESİ 0700İyi niyetli insanların sahip oldukları 10 özellik'Bu dünya dönüyorsa iyi niyetli insanların yüzü suyu hürmetine' Bir insanın yüzünü güldürmekten mutluluk duyarlar İyiliğin ve güzelliğin bir gün bu dünyanın tamamında var olacağına inanırlar Gerçek aşk'a ve sevgiye inanırlar İnsanları mutlu etmeyi çok severler ama bu arada kendilerini de bir o kadar üzerler Daima içlerine kapanık ve duygusal olurlar İnsanların onlara karşı takındığı görüşler ve fikirler onlar için maalesef önemlidir Kaç yaşına da gelse çocuk ruhludur Onlar hayalleriyle mutludur Ve asla bu denli bir kötülüğü içlerinde beslemezler Bugünün gazete manşetleri için tıklayın > Alışkanlık haline getirilen hayır, iyilik ve ibadetleri devam ettirmenin fazileti nedir? Yapılan iyiliği devam etirmek ile ilgili ayet ve olduğu iyiliği devam ettirmek hakkında ayet ve hadis-i şerif. YAPILAN İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEK İLE İLGİLİ AYETLER “Bir Toplum İnanç ve Davranışlarını Değiştirmedikçe, Allah da Onların Durumunu Değiştirmez” Ayeti “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirmez.” Rad sûresi, 11 İyi veya kötü bir hayat tarzını, nimet veya azâp içinde yaşamayı insanların kendileri hak eder. Allah’ın iradesine uygun bir hayatı, dürüst, iyi niyetli ve faziletli olmayı tercih edenlere, Cenâb-ı Hak huzurlu bir hayat lutfeder; onlara nimetlerini esirgemeden verir. Bu insanlar, inançlarını ve güzel hayat tarzlarını değiştirmedikçe, sahip oldukları nimetler ellerinden alınmaz. Bu gerçeği Allah Teâlâ Kur’an’ın bir başka âyetinde tekrar belirterek şöyle buyurur “Bu, bir millet, kendilerinde bulunanı güzel ahlâk ve meziyetleri değiştirinceye kadar, Allah’ın onlara verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden böyledir.” Enfâl sûresi, 53 Bir toplum, ahlâkını bozarak kendisini değiştirir, iyi yanlarını terkedip kötü bir hayat tarzını benimsemeye başlarsa, o zaman Allah Teâlâ verdiği nimetleri ellerinden birer birer geri alır. Bir zamanlar sahip oldukları değerlere sırt çevirdikleri ve onları büsbütün yitirdikleri için onları cezalandırır. Başka milletlerin boyunduruğu altına sokarak ezer. Bunun kesinlikle böyle olduğu, konumuzun başındaki âyetin devamında şöyle belirtilir “Allah bir topluluğa kötülük yapmayı dilediğinde, artık onu geri çevirecek bulunmaz ve onların Allah’tan başka bir dost ve yardımcıları da yoktur.” Rad sûresi, 11 Allah Teâlâ’nın geçici bir süre mühlet verdiği azgın milletlerin müreffeh hayatı bizi aldatmamalıdır. Zira onun koyduğu kanunları değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. “İpliğini Sağlamca Büktükten Sonra Çözüp Bozan Kadın Gibi Olmayın” Ayeti “İpliğini sağlamca büktükten sonra çözüp bozan kadın gibi olmayın.” Nahl sûresi, 92 Âyet-i kerîmedeki benzetmenin ne maksatla yapıldığını anlayabilmek için âyetin tamamını okumamız gerekmektedir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor “Bir topluluk diğer bir topluluktan sayıca ve malca daha çoktur diye yeminlerinizi, aranızda bir hile fesat konusu edinerek, ipliğini sağlamca büktükten sonra çözüp bozan kadın gibi olmayın.” Bu âyet-i kerîmede, verilen sözde durulması tavsiye edilmektedir. Bir şahsa veya bir topluma verdiği sözden dönen kimsenin bu çirkin hali, yünü güzelce eğirip iplik haline getirdikten sonra bu ipliği yeniden bozmaya çalışan bir kadının mânasız gayretine benzetilmektedir. Bu tutumun hiçbir mâkul izahı yoktur. Bir şahısla veya bir toplulukla anlaşma yaptıktan sonra, o şahıs veya topluluktan daha güçlü, yahut daha fazla menfaat sağlayacak birilerini görünce sözünden ve anlaşmasından dönmek, şahsiyet ve sorumluluk sahibi bir kimsenin yapabileceği bir davranış değildir. Bu dönekliği Allah Teâlâ pek çirkin bulduğunu belirtmektedir. “Müminler Daha Önce Kendilerine Kitap Verilenler Gibi Olmasınlar” Ayeti “Mü’minler daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı.” Hadîd sûresi, 16 Mânayı daha iyi kavrayabilmek için âyet-i kerîmenin önünü ve sonunu bir bütün olarak okumak gerekecektir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor “Mü’minlerin Allah’ı anmaktan ve Allah tarafından gönderilen gerçeği hatırlamaktan dolayı kalblerinin yumuşama zamanı gelmedi mi? Mü’minler daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalbleri katılaştı. Bunların birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.” Allah Teâlâ mü’minleri, kendilerine ilâhî kitaplar gönderilen kimselere, yani yahudi ve hıristiyanlara benzemekten sakındırdığı bu âyet-i kerîmede, kendilerine peygamber ve kitap gönderildiği devirden bu yana çok zaman geçtiği için onların doğru yoldan uzaklaştıkları, dinlerinin ruhunu ve esasını kaybettikleri belirtiliyor. Doğru yolu yitirdikleri için kalplerinin iyice katılaştığı anlatılıyor. Daha da kötüsü, menfaatlerini düşünerek ellerindeki ilâhî kitabı keyiflerine göre değiştirdiklerine işaret ediliyor. Onların Allah’ın buyruğuna değil, ilâhî kitabı değiştirmek suretiyle sapıklığa düşen din adamlarının emirlerine uydukları ve onları âdetâ ilâhlaştırdıkları hatırlatılıyor. Hâl böyle olunca, mü’minlerin onlardan uzak durması ve hiçbir konuda onlara benzemeye çalışmaması gerekir. Zira onlar iyiliği, hayır yapmayı, verdikleri sözde durmayı unutmuş, bu sebeple de kalpleri katılaşmış kimselerdir. Mü’minler iyilik yapmayı seven, iyi ve doğru olduğunu bildikleri güzel âdetleri terk etmeyen, zamana böylece mukavemet eden faziletli insanlardır. “Uydurduklarına Gerektiği Şekilde Uymadılar” Ayeti “Fakat uydurduklarına gerektiği şekilde uymadılar.” Hadîd sûresi, 27 Yukarıdaki âyet, uzun bir âyetin son kısmıdır. Âyetin tamamı şöyledir “Meryem oğlu Îsâ’yı öteki peygamberlerin peşinden gönderdik. Ona İncil’i verdik. Ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duyguları koyduk. İcat ettikleri ruhbanlığı biz onlara yazmamış, farz kılmamıştık. Bunu sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapmışlardı. Fakat ona gerektiği şekilde de uymadılar.” Bu âyet-i kerîmede, dinin aslında bulunmadığı halde Hıristiyanların uydurdukları, buna rağmen gereklerine uymadıkları ruhbanlık konusuna işaret edilmektedir. Allah’tan korkarak dünya zevk ve lezzetlerini büsbütün terk etmek ve kendini sadece ibadete vermek anlamındaki ruhbanlık İslâmiyet’te olmadığı gibi, daha önceki peygamberlerin getirdiği dinde de yoktu. Böyle olmasına rağmen, belki de iyi bir düşünceyle icad ettikleri ve prensiplerini koydukları bu yaşama biçiminin gereklerine yine kendileri uymadılar. Hatta tam aksine, rahip ve hahamların bir çoğu, insanların mallarını haksız yere ellerinden aldılar ve insanları Allah’ın yolundan çevirdiler. Tevbe sûresi, 34 Âyet-i kerîme onların yaptığı bu davranışın çirkinliğine, geçici heveslerin değil, devam eden meşrû işlerin güzelliğine işaret etmektedir. “Abdullah! Falan Adam Gibi Olma!” Hadisi Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu “Abdullah! Falan adam gibi olma! Çünkü o, gece ibadetine devam ederken artık kalkmaz oldu.” Buhârî, Teheccüd 19; Müslim, Sıyâm 185. Ayrıca bk. Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 59; İbni Mâce, İkâme 174. Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Belli zamanlarda iyilik ve ibadet etmeyi âdet edinen kimseler, nefsinin veya dünyanın tuzağına kapılarak bu güzel âdetlerini bırakmamalıdır. Zira bu güzel âdetler, bir bakıma Allah’a verilmiş bir söz, O’nunla yapılmış bir anlaşma gibidir. Bu itibarla, güzel alışkanlıklarını bırakan kimseler, bir bakıma ahde vefâsızlık etmiş olurlar. Meseleye böyle bakan Resûl-i Ekrem Efendimiz, alışkanlık haline getirilen ibadetlerin ve hayırlı işlerin devamlı surette yapılmasına pek önem vermiştir. Şu halde insan, altından kalkabileceği işlere girişmeli, her zaman rahatlıkla yapabileceği davranışları alışkanlık haline getirmelidir. Gece ibadetlerine başlayanlar, bu güzel davranışı bir müddet sonra usanıp terketmemek için ölçülü hareket etmeli, bir miktar ibadet ettikten sonra yatıp dinlenmelidir. Birkaç gün kendini hırpalarcasına ibadet ettikten sonra usanıp bırakmak, Efendimiz aleyhisselâm’ın belirttiği gibi, hoş bir hareket tarzı değildir. Hadisimizin râvisi ve Resûl-i Ekrem Efendimiz’in bu hadisteki muhatabı Abdullah İbni Amr, hadis öğrenmeye pek istekli, eşini ihmâl edercesine ibadete düşkün genç bir sahâbî idi. Onun aşırı derecede oruç tutup namaz kıldığını, Kur’ân-ı Kerîm’i üç günden daha az bir zamanda hatmettiğini öğrenen Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, buna engel olmak isteyince, “gencim, yapabiliyorum” diye âdeta pazarlık etmişti. Fakat yaşı ilerlediği zaman Nebiyy-i Muhterem Efendimiz’in tavsiyesini tutmadığı için pişmanlık duymuştu. Ama Allah’ın Resûlü’nün yukarıda okuduğumuz tavsiyesini düşünerek, yetmiş yaşını aşkın olmasına rağmen, alışkanlık haline getirdiği ibadetleri hayatının sonuna kadar bırakmamıştı. Hadisten Öğrendiklerimiz Alışkanlık haline getirilen hayır, iyilik ve ibadetler bırakılmamalıdır. Müslümana istikrar yakışır. Nâfile ibadetler ölçülü yapılmalı, bir müddet sonra usanıp büsbütün bırakmaya yol açacak aşırılıktan kaçınmalıdır. Kaynak Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları İslam ve İhsan

iyi niyetli olmak ile ilgili ayetler