içinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa

Birilerisize bir şeyler anlatacak durmadan “Önemli olan sağlık.”. “Yaşamak güzel.”. “Boşver, her şey unutulur.”. Siz hiç birini duymayacaksınız. Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz. O’ndan olmesini isteyecek kadar nefret edecek, Az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz. Hemde Gerekirse profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Bu duygular daha geçici bir ruh hali gibi görünüyorsa, kendinizi daha iyi hissetmek ve motivasyonunuzu yeniden kazanmak için yapabileceğiniz bazı şeyler var. 1. Mola Verin. Hiçbir şey yapmak istemiyormuş gibi hissetmek, stresli veya tükenmiş olduğunuzun bir işareti olabilir. İhlas ve samimiyeti kaybedersek, bizim bu millete verebileceğimiz hiçbir şey olmaz. Her birimiz Allame-i Cihan olsak her birimiz dünyanın en iyi hatibi olsak, her birimiz dünyanın en büyük hizmet için koşturan insanı da olsak biz ihlas ve samimiyeti elden terk ederek başarılı olamayız. Sevgililer Günü’nde illa özel ve farklı şeyler yapılacak diye bir kaide yok. İçinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa evde pijamalarınızla yatağa girip dizi veya film seyredin. Sıcacık yatakta sevgilinizle yan yana olmak kadar güzeli var mı? Birlikte pineklemek bile gününüzü keyifli geçirmenizi sağlayacaktır. Dünya Anayla oynayın, eğlenin, gerçekten yaşamdan keyif alın. Bu neşe dolu bir yaşam demektir. Bu oynuyormuş gibi yapmak, anlamsız sesler çıkartmak ve komik suratlar yapmak demek değildir- tabii ki içinizden bunları yapmak gelmiyorsa. Bu, hayatınızı başkalarının istediği gibi değil, kendi istediğiniz gibi yaşamak demektir. Site De Rencontre 100 Gratuit Homme. özellikle son 6 aydır içinde bulunduğum haleti uyumak sabah ise uyanmak gelmiyor gidiyorum canım çalışmak istemiyor ama eve gidip yatmak ya da deniz kenarına, avm ye vb. de gitmek de istemiyor. işten çıkıyorum. eve gidesim gelmiyor ama arkadaşları arayıp içmek, sohbet etmek de istemiyor. eve geliyorum. ne kitap okumak ne pc oynamak ne film izlemek hiç birini canım çekmiyor. sanıyorum, monotonluktan çok bunaldım ve artan sorumluluklar, geçim ve gelecek kaygıları, yaşanan bazı sıkıntılar hiçbir şeye heves gibi hisseden çok insan var mıdır yoksa sadece ben mi böyle hissediyorum merak öncelikle, yalnız olmadığımı bilmek beni bir nebze sevindirse de, genel olarak bu dertten muzdarip herkesin çare araması ve çözüm bulamaması çok yap, hobi bul vs diyen arkadaşlara pek kulak asamadım. zira zaten tonla uğraştığım hobim vardı. hiç birisini yapasım gelmiyor. yeni hobinin mevcutlara, yenilerini eklemekten başka işe yarayacağını b12 eksikliği akla yatkın gibi. doktor arkadaşlar bizleri aydınlatabilir mi? öncelikle yalnız değilsin. hepimiz delirmenin kıyısındayız. depresyonda herkes. kimse çözemedi daha. kolay mı yaşamak hem? şimdi biraz uyan. her şey sen merkezli değil, kendini çok da önemseme. iş yerindekine, en yakın arkadaşına, annene, sevgiline küserek zaman kaybetme. yaşa korkmadan. evet yaşamak zor, evet bu dünyaya gelmeyi biz seçmedik. öyle mi gerçekten? belki de biz seçtik? ama yaşamamak daha kötü. kime 'bu hayattan ne istiyorsun?' diye sorsan, 'mutlu olmak' cevabını alırsın. herkesin cevabı budur. ama 'mutluluk' dediğin, yapmayı sevdiğin şeyleri yaparken ortaya çıkan bir 'byproduct' aslında. yan ürün yani. asıl hedef hiçbir zaman kendine üç hobi edinmen;1. seni fit tutacak bir hobi yoga, ağırlık kaldırma, mma, yüzme, yürüme, koşma, dans, renk...2. yaratıcı olmanı sağlayacak bir hobi buraya yazmak?, okumak, bahçeyle uğraşmak, çizmek, poker oynamak, satranç...3. insanlarla tanışmanı sağlayacak bir hobi takım sporları, grupla birlikte seyahat, gönüllü çalışmalara müdahil olmaca, müzeye, galeriye gitmece, partileme, youtube, podcast çekmece...yaşa be dost sadece basitçe. hiçbir problem aklındaki hali kadar karmaşık değil. iste o anlarda yataktan belki bir hafta cikmiyorum. hayattaki en guzel sey uyumak ve yemek yemek. sonra neden plates topu oldum +1 ile katıldığım durum, sanırım gelecek kaygısı ile alakalı, yaptığınız hiç bir şey tad vermiyor, eğlenceli başlayan durumlar bile ızdıraba dönüşüyor, sanırım ankisiyete etkisi de var.. genelde pazartesi ve salı günleri içinde düştüğüm ruh hali biraz biraz bazı bazı herbirimizin içinde olduğu durumdur. işsizliğin tavan yaptığı canım ülkemde allah işi olmayanlara en gönüllerine göre iş bulmalarını nasip etsin öncelikle. işi olanlarımız için de özellikle azıcık ilgili ve bilgili ise torpil ve bir takım kayırmacılıkla üst pozisyonda olan kişiler tarafından vampir gibi emiliyorsunuz. emek verip bilgiye aç şekilde saldırdıkça daha fazla daha fazla sömürüldüğünüz oluyor. terfi veya bir üst adıma geçişiniz geciktikçe tam olarak haleti ruhiyeniz yavaş yavaş başlıktaki hale dönüşüyor. hayat ve aile üçgenine değinmeye gerek bile yok. bir an önce bu ruhiyeden çıkabilmek temennisi ile bende son 3 - 4 aydır bu ruh halindeyim. eskiden keyif aldığım hiçbir şeyden şuan keyif almıyor, delicesine sıkılıyorum. saatlerce boş boş gezebilirim hatta boş boş tavana da tükenmişlik sendromu olduğunu düşünüyorum. aslında şikayet edebileceğim hiçbir şey yok. ama delicesine mutsuzum. bunun çözümünün yine kendimde olduğunu biliyorum. kendimi sürekli meşgul edecek bir şeyler bulmam ve bu ruh halinden çıkmam gerektiğinin de farkındayım. ama içimden hiçbir şey yapasım gelmiyor. bu durumun geçici olduğunu söyleyip kendimi kandırmaya devam ediyorum. bkz hiçbir şey yapmak istememekyalnız değilmişsin, yeter ki aramayı bil. hiçbir şey yapmamak da, yapılması gereken duruma karşı gelindiği için aslında bir şey yapmaktır. gerçek sorunu herkes pas hobilerle veya spor vs şeyler ile bunlar atlatılmaz daha iyi şartlarda üzgün olursunuz hepsi yastığa koyduğunuzda yine o aynı boşluk geliyorsa sorunlarınızı sadece erteliyorsunuz kredi kartı gibi vücudunuz size ilerleyen zamanlarda bir ekstre keserkanser,intihar vb..allah korusun altından kaynağı ne diye soracak olursanız "sevgisizlik".arkadaş sevgisi,aile sevgisi,hayvan sevgisi,sevgili sevgisi,çocuk sevgisi hepsine ayrı ayrı ihtiyacımız var 10 yılda bireyselleşme o kadar arttı ve bu bireyselleşme sonucu sevgi çıtalarımız o kadar yükseldi ki kimseyi ya da hiç bir şeyi sevemez ortadoğunun göbeğindeyiz sevilmek dediğinde 1-0 gerideyiz e şimdi sevmeyide unuttuk 2-0 geriye motive edecek bir şeye ihtiyaç var ama bu hobiler değil para da değil din hiç saf bir sevgiliden mi gelir bir kediden mi yoksa anne babadan mı bunu insan kendi içinde çözmeli. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Günler kısaldı kısalalı, sabahları yataktan zor kalkmaya başladıysanız, içinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa, kendinizi fazlasıyla mutsuz hissediyor, daha mutlu hissetmek için daha çok yemek yemek ihtiyacı hissediyorsanız ve işte verimliliğiniz düştüyse muhtemelen siz de kış yorgunluğundan mustaripsiniz. Merak etmeyin, tüm etkilerini yok edecek basit çareleri var. Uzak dursa ya bizden Kış yorgunluğu nedir? Kış yorgunluğu, tıpta mevsime bağlı duygu durumu bozukluğu SAD-Sessional Affective Disorder olarak tanımlanan ve ileri safhalarında depresyona dönüşebilen, oldukça yaygın ama kolayca tedavi edilebilir bir tür rahatsızlık. Tüm boyutları hâlâ tam olarak anlaşılamamakla birlikte uzmanlar, başlıca nedeninin gün ışığının azalması olduğunda hem fikir. Parlak güneşli günlerin geride kalmasıyla birlikte insan beyninin yeterli düzeyde melatonin veya serotinin hormonu üretememesinin ve insanların biyolojik saatinin dengesinin bozulmasının da etkili olabileceği düşünülüyor. Belirtileri ve etkileri kişiden kişiye değişim gösteren kış yorgunluğu, genellikle Eylül ayında başlıyor ve bazı insanlarda bahara kadar devam edebiliyor; dahası her yıl sürekli tekrar ediyor. Kadınlar erkeklere, gençler yaşlılara oranla kış yorgunluğu ya da depresyonuna yakalanmaya daha çok meyilli. Tek dişi kalmış canavar Kış yorgunluğunun belirtileri nelerdir? Kış yorgunluğu, kendini çok belirgin üç davranışla gösteriyor Sabahları zor ve bazen baş ağrısıyla uyanmak; miskin, bitkin ve nedensiz yere hüzünlü hissetmek ve iştahın artması. Uzun saatler boyunca uyuma isteği, depresif bir ruh hali, keyifsizlik, hayattan haz alamamaya bağlı olarak karbonhidratlı yiyeceklere eğilim gösterme, konsantre olmakta zorluk ve çalışma verimliliğinin düşmesi diğer belirtiler arasında. Peki, kendimizi daha iyi ve dinç hissetmek için neler yapabiliriz? İhmal etmeyin Bol bol ışık! Bizimki kadar güneşi göremeyen bazı Batılı ülkelerde kış yorgunluğu depresyona ilerlemiş kişiler için öncelikle fototerapi adı verilen ışık tedavisi uygulanıyor. İnsanlar, günde yarım saat boyunca güçlü bir ışığın karşısında öylece oturuyor. Garip evet ama işe yarıyor. Işık tedavisine ihtiyaç duyacak kadar depresyona girmesek de, daha dinç hissetmek için sabah kalkar kalkmaz güçlü bir ışıkla karşılaşmamız öneriliyor. Yatak odanızın ve uyandıktan sonra ilk uğradığımız yer olan banyonun ampullerini daha güçlü hale getirerek başlayabilirsiniz. Böylece sabahları daha yüksek voltajlı ışıkla karşılaşır ve daha kolayca kendinize gelebilirsiniz. Akşam yemeği yediğiniz salon ya da mutfağın ışığını artırmak da yararlı olacaktır. Enerji tasarruflu olanları tercih etmenizi öneririz. Üşenmeyin Bol bol oksijen! "Havalar bozdu", "Bugün hava yağmurlu, sonra görüşürüz", "Of hava berbat, yürüyüşe çıkmayıvereyim" demeyiniz. Dışarı çıkınız, gerekirse kendinizi zorla dışarı çıkartınız. Kış aylarına bakış açınızı değiştiriniz. Hava size göre kötü olsa dahi, günde yarım saati ev veya ofis dışında, açık havada yürüyerek geçirmelisiniz. Çünkü gün ışığı azalmış dahi olsa insan bedenini olumlu yönde etkilemeye devam ediyor. Ayrıca kapalı mekânlarda uzun zaman geçirmek, taze hava almanızı engelleyerek hem psikolojik hem de fizyolojik olumsuz sonuçlar doğuruyor. Kendinizi durdurun Karbonhidrat tüketiminize dikkat! Hafiften ağıra çoğu depresif ruh durumu, genellikle iştahın artmasına neden olur çünkü insan, böyle durumlarda daha çok karbonhidrat tüketme ihtiyacı hisseder. Bunu da genellikle hazır gıdalardan ve abur cuburdan karşılamaya kalkarız. Oysa içerdikleri kötü karbonhidrat ve yüksek oranda işlenmiş şeker, enerjimizi düşürdüğü gibi halsizlik hissini de artırır ve daha çok yemek yeme ihtiyacı doğurur. Sonuçta aldığımız kilolar da ayrı depresyon sebebi. Bu yüzden karbonhidrat ihtiyacınızı sebze, meyve ve baklagiller gibi sağlıklı besinlerle gidermeniz büyük önem taşıyor. Balığı sevin Omega-3 ve Omega 6 ağırlıklı beslenin! Omega 3 ve Omega 6’nın eksikliği, depresif ruh halini, konsantrasyon eksikliğini ve miskinlik hissini artırır. Yeterli düzeyde alımı ise kış yorgunluğunu alır götürür. Omega 3 en çok somon, alabalık, uskumru, tuna, mezgit, sardalye, ringa gibi yağlı balıklarda, semizotu gibi yeşil yapraklı sebzeler ve kuru baklagillerde; ayrıca Omega 6 ile birlikte keten tohumu yağı, ceviz ve yumurtada bulunur. Haftada en az 2 kere balık tüketmek, yanı sıra diğer yiyecekleri de beslenmenize eklemek kısa sürede sizi çok daha iyi hissettirecek. Güneş tek çözüm değil D vitamini olmazsa olmaz! D vitamini eksikliği ya da yetersizliğinin tek başına bile depresyon sebebi olabileceğini biliyor muydunuz? Kemik ve kas gelişiminin yanı sıra bağışıklık sisteminin dengede olması için de oldukça önemli olan bu vitamini, en çok ve doğrudan güneşten alıyoruz. Karaciğerde depolanabilse de kış ayları geldiğinde stoklar tükenmeye başlıyor. Kendimizi bitkin hissetmemizin bir nedeni de D vitamini yetersizliği olabiliyor. Beslenmemize D vitamini içeren yiyecekleri daha çok ekleyerek, seviyesini artırmamız mümkün. Omega 3 ve 6 takviyesi için bahsi geçen balıklar, aynı zamanda D vitamini de içeriyor. Ayrıca tereyağı, süt, yumurta, tatlı patates ve yulaf, ayrıca maydanoz ve ısırgan otu da iyi birer depo. Örneğin sabah kahvaltınızı ince kıyılmış maydanoz eklediğiniz çift yumurtalı tereyağlı bir omletle yapmak, gün içinde yulaflı yiyecekler tüketmek eksikliği kapatacaktır. Hadi şımartın kendinizi Sıcak çikolata için! Kış yorgunluğuyla savaşmak için en tatlı silahımız sıcak çikolata. Kakaonun insan psikolojisi ve fizyolojisinde yarattığı olumlu değişimlere dair çok sayıda çalışma var. Kesin olarak bilinen şey ise kakaonun, sıcak olarak içildiğinde daha yararlı hale gelen yüksek düzeyde antioksidan içerdiği. Daha da önemlisi, kan dolaşımını hızlandırıp kan basıncını dengeleyerek beyne oksijen taşınmasına yardımcı oluyor. Böylece konsantrasyonu artırıyor ve hafızayı güçlendiriyor. Fakat piyasada satılan hazır sıcak çikolata karışımlarından bahsetmiyoruz. Doğrudan kakao ile kolayca hazırlanabilen sıcak çikolata tariflerini denemelisiniz. Ayrıca işlenmiş beyaz veya esmer şeker kullanmak, kan şekeri dengenizi bozacağından, sıcak çikolatanızı Hindistan cevizi yağı ile tatlandırmanızı öneririz. Hem enerjiyi artırır, hem de iştahınızı dengeler. Biraz daha şımarın Aromaterapiden yararlanın! Gün içinde kokusundan hoşlandığınız bitkisel yağlardan yararlanmak da rahatlamanızı, gevşemenizi ve iyi hissetmenizi sağlayabilir. Özellikle lavanta yağının, depresyon hastaları üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna dair bazı tıbbi çalışmalar bulunuyor. Nane, tarçın, portakal gibi güzel kokan bitkisel yağlardan istediğinizden birer damla burun deliklerinize sürebilir, bileklerinizi ve şakaklarınızı hafifçe ovabilirsiniz. Ayrıca çalıştığınız ortama, örneğin masanızın bir köşesine küçük bir kâse sıcak su koyup içine dilediğiniz yağdan birkaç damla damlatabilir, böylece ortamın hoş kokmasını da sağlayabilirsiniz. Şifa olsun Bazen insanın içinden hiçbir şey yapmak gelmez. Önünüzde önemli bir iş beklerken sizin tek istediğiniz şey vazgeçip kimsenin görmediği bir yere saklanmak olur. Önünüzde sizi bekleyen önemli bir sunum hazırlığı, bitmesi gereken bir rapor, günlerdir ertelediğiniz sevimsiz bir telefon konuşması olabilir. Ya da bunların yerine sadece motivasyonunuzun düşük olduğu ve canınızın hiçbir şey yapmak istemediği bir gün geçiriyor olabilirsiniz. Hepimizin zaman zaman başına gelen bu durum rahatsız edici, sıkıcı, sinir edici hatta insanın enerjisini bitirici bir etki yaratabilir. Tüm bunların üstesinden gelmek için yapmanız gereken tek bir şey var; o da harekete geçmek. Ancak hepimizin bildiği bu basit formülü uygulamak her zaman pek de kolay olmayabiliyor. İşte bedeniniz ve zihniniz hiçbir şey yapmak istemediği sırada harekete geçmeniz için yardımcı olacak yöntemler… 1. Vazgeçin Canınız hiçbir şey yapmak istemediğinde, harekete geçmek çok zor olabilir ve bu öfke, kızgınlık, can sıkıntısı hatta depresyon duygusuna neden olabilir. Kendinizi ne kadar motive etmek isterseniz isteyin, insanın vücudunda “iyi hissetme” düğmesi olmadığı bir gerçek. Birçoğumuz iyi hissetmeye odaklanmış durumdayız. Bu yüzden kendimizi kötü hissettirecek, zorlayacak her türlü eylemden kaçınıyoruz. Harekete geçmek için öncelikle kendinizi iyi hissetme zorunluluğundan vazgeçin. Buna odaklandıkça, rahatınızı bozabilecek adımlar atmak daha zor olur. Kendinize can sıkıntısı, öfke, kızgınlık ve hatta depresif duygular için izin verin. Her zaman kendinizi iyi hissedemezsiniz. 2. Rahatsızlık hissine yer açın Kendini iyi hissetme zorunluluğundan vazgeçmek yeterli değil. Rahatsızlık hissi ve kendini kötü hissetme duygusuna da yer açmalı, izin vermelisiniz. Engellerin üstesinden gelmeyi, onları aşmayı, yenmeyi, yok saymayı bırakın. Biraz da engellerin varlığını kabul edin. Kendinize can sıkıntısı, öfke, kızgınlık ve hatta depresif duygular için izin verin. Her zaman kendinizi iyi hissedemezsiniz. 3. Kendi gerekçelerinizle iletişime geçin Bir işe yaramayacaksa insan kendini neden rahatsız hissetsin ki? Harekete geçmenin size neler katacağını, neden harekete geçmeniz gerektiğini belirleyin. Kendinizi suçlu hissetmemek için harekete geçmek yerine, kendi iyiliğiniz veya kendinize bir şey katmak için harekete geçin. Sadece bu bile büyük bir motivasyon kaynağı olabilir. 4. Hedef belirleyin Her şey tamamsa, şimdi söz verme zamanı. Küçük hedeflerle başlayabilirsiniz. 5 kilometre koşmak istiyorsanız, 1 kilometrelik hedeflerle başlayın. Elinize bir kağıt kalem alın ve şu sorulara yanıt verin Ne yapmak istiyorsunuz? Ne zaman yapmak istiyorsunuz? Nerede yapmak istiyorsunuz? Hedefinizi tam olarak belirlerseniz, onu hayata geçirmeniz daha kolay olur. 5. Başlayın Bir şeyler yapın. Hemen şimdi bir adım atın. Daha sonra ikinci adımı atarsınız. Önemli olan şimdi başlamak ve süreci devam ettirmek. Hedefinizi tam olarak belirlerseniz, onu hayata geçirmeniz daha kolay olur. 6. Eylemsizliği de kabullenin Bazen en iyi stratejiyi de uygulasanız, kısa ömürlü olabilir. Böyle durumlarda kendinize şunu sorun Kim size harekete geçmek zorunda olduğunuzu söyledi? Bazen harekete geçemiyor olmanızı, eylemsizliğinizi kabullenmelisiniz. Böylelikle seçim yapma ve sorumluluk alma kapasitenizi artırmış olursunuz. İlginizi çekebilir İçinizden iyi hissetmek gelmiyorsa, mutsuzluğun da keyfini çıkarmanın 5 yolu Kaynaklar Psychology Today Huffington Post Dünden beri üzerinizde bir yorgunluk bir bıkkınlık ya da bir sürü iş var yahu ben hangi birini yetiştireceğim telaşı sarmışsa ve sizin içinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa bilin ki Güneş-Satürn gezegenlerinin kavuşumu sizin haritanızda demek ki önemli bir noktada duruyor. Şu anda çekilmez bir haldeyim. Franz Kafka’nın dediği gibi ;Yorgunum, uykusuz, hüzünlüyüm. Sanki bir şey beni engelliyor ve özgürleşemiyorum. Bu durum bir 4-5 gün sürebilir. Kendinizi bu etki altından kurtarmak için bazı yöntemler bulmalısınız. Bu her ne ise bunu en iyi siz bilirsiniz. Kendinizle başa çıkmak adına oldukça önemli bir durum söz konusu. Şimdi bakılacak olursa bu düzlemde 6 Ocak’ta birde güneş tutulması yaşayacağız. Bu yüzden kendimizi toparlamalı ve belli planlar içinde olmalıyız. Pazartesi günü Venüs’ün yay burcuna geçiş yapması sizlere kendinizi daha iyi hissettirecektir. Biraz sabırlı olun ve sadece kendinize önem ve değer verin. Abartılacak bir durum yok. Önemli olan başlıklar -Planlı saati saatine uyduğunuz bir program ya da fiziksel aktivite içinde ya da iş ortamınızda sorumluluk paylaştığınız kişileri de gerekirse asla yarına biriktirmemeli ne geliyorsa önünüze o an çözmelisiniz. -Halinizin olmaması gibi durumlarda gerçekten bunun bir açıklamasını yaparak dinlenmek istemeyi bilmeniz şeylere ara vermemenin mümkün olduğunu biliyorum. Ama en azından bir yol arayışı içinde olmalısınız ki daha sonra bu ruh haliyle yaptığınız şeyler sonrasında sizleri düzeltme noktasında yormamalıdır. Biliyorum insan bazen en çokta kendinden yoruluyor. Çevresinin onu anlamayışından, hayallerinin yıkılmasından, tekrar başlamaktan, sürekli kendini anlatmaya çalışmasından o kadar yoruluyor ki… Hayatın en gerçek yönü bu maalesef. Bizler uzun bir koşuda şu an yorulduğumuzu fark ettik ve dizlerin üzerine çöktük biraz nefes alıyoruz. 6 Ocak tarihine kadar beklemenizi öneriyorum. Şu an bir aksiyon almayın. Belki işyerinde yöneticinizle ilgili konuşma yapmak istiyorsunuz. Belki işten ayrılmak istiyorsunuz. Biraz sadece bekleyin. Sabırlı olun. Şartlar yeni yeni oluşuyor. Tutulmadan önce bir şey yapmanızı fazla önermiyorum. Kendinizi değişime itekleyin ve cesaretlendirin. Siz illa bir şey yapacaksanız bunu yapmalısınız. Sonuç ne olursa olsun kimse için kendi gökyüzümü kaybedemeyiz öyle değil mi? Hem ne gerek kafamızı kaldıralım gökyüzüne bir bakalım. Ne güzel sağlıklıyız ve nefes alıyoruz. Nefes almak bile bu dünyada bir hediye…Herkes hediyelerine sahip çıksın. şey olacağına varıyor. Ne bir eksik ne bir fazla ama bizim yaratıcımız sadece şunu diyor. “Sen neyi seçeceksin görmek istiyorum ey insan”, “kötüyü mü iyiyi mi” sana verdiğim akıl ve okuma emri neye yarıyor? Bunun üzerine de hata yapmaktan korkma diyor. Hata yapma şansını da veriyorum “ben bağışlayanım” diyor. Sadece iyi olmaya gayret et ben senin yönünü hayrına döndürürüm diyor… Kalbinizin ve ruhunuzun gücünü zayıflatmayın. İnancınızı her şey tahminimizden güzel olacak gibi. Ne dersiniz… Mutlu günler dilerim… Join redditCreate an account to follow your favorite communities and start taking part in an account About CommunityBurası her türden içeriÄŸi paylaÅŸabileceÄŸin bir subreddit! Üstelik insanlar birbirlerine durduk yere argo sözcükler söylemiyor, kavga etmiyor ve herkes birbirini seviyor. Tabiri caizse sıcak bir yer. Ne harika deÄŸil mi? Türünün son örneÄŸi olan subreddit. İyi postlara bakıyorPowerupsPowerup to unlock perks for r/akagasCommunity HeroesBecome the first hero!

içinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa